27 Şubat 2010 Cumartesi

3 BOYUTLU Filminizi çekin!

Kendi 3 boyutlu filminizi çekmek ister misiniz?

Yazan:Abdülkadir Şencan Cuma, 19 Şubat 2010 11:37

3 boyutlu bir film çekmek hayallerinizi süslüyorsa bütçenizi zorlamadan siz de ünlü yönetmenlere taş çıkartabilirsiniz.

Evet, 3 boyutlu film çekmek artık çok zor değil; hem de HD olarak. 3 boyutlu çekim yapan bir kamera alınır ve ortaya bu işin profesyonellerini bile kıskandıran yapıtlar konur. Tabi Panasonic P2 gibi bir makineyi alacak 21.000 dolarınız varsa…

Peki, 3 boyutlu HD film çekmek için ayırabileceğiniz 21.000 dolarınız yoksa ne yapacaksınız? İçinizdeki dahi yönetmeni derinlere itip önüne duvar mı öreceksiniz? Elbette hayır; sadece 250 dolara siz de kendi 3 boyutlu HD filmlerinizi çekebilirsiniz.


Weber State üniversitesi yaptığı çalışma ile de bunu kanıtladı. 2 adet HD video kaydedici, tripod, birkaç vida ve biraz el becerisi ile herkes kendi 3 boyutlu HD video kamerasına sahip olabilir.

Nerde kaldın WINDOWS PHONE?

Nerede kaldın Windows Phone?

Yazan:Mahmut Can Kovan Perşembe, 25 Şubat 2010 13:08
Microsoft’a duyurulur: Windows Phone’u bekleyen pek çok kişi beklemekten sıkıldı. Çıkartın artık şu telefonu!

Geçenlerde Microsoft’un (Apple kadar gürültülü olmasa da) gösterimini yaptığı Windows Phone, hala piyasaya çıkmış değil. Aslında ilk gösterimlerde, sıkıcı Windows arayüzünden mümkün mertebe uzaklaşarak Zune HD’nin o keyifli arayüzüne yaklaşan bir sistem geliyor diye heyecanlanmıştık.

Xbox live’a bağlanabilmesi fazla ilgimizi çekmese de; Twitter, Facebook gibi sosyal ağ sitelerine kolaylıkla bağlanabilmesi ve arayüzüyle bunu desteklediğini gözümüzün içine sokması Yeni Windows Phone’un güzel görünen özellikleriydi.


İşte sıkıntı tam olarak burada başladı. Sadece uzaktan görebildik. Microsoft ne işin donanım cephesiyle ilgili bir bilgi verdi, ne de yazılımla ilgili detaylı bilgiler paylaştı. Haliyle piyasaya çıkmamış pek çok teknoloji harikası üründe yaşadığımız gibi kafamızda birkaç soru işareti belirdi.

Iphone'de bikinide yasak!

Artık bikini de yasak!

Yazan:Hakan Kilyusufoğlu Salı, 23 Şubat 2010 18:56
Bir süredir devam eden kısıtlamalar iyice sıkılaştırıldı. Pek çok kullanıcı yeni kararı aşırı buldu.

iPohone uygulamalarının satışının yapıldığı AppStore'da erotik içerikli uygulamalara bir süredir kısıtlamalar getiriliyordu. 18 yaşından küçüklerin bu uygulamaları telefonlarına indirerek uygunsuz içeriğe eriştiklerinden şikayet eden ebeveynler daha fazla kısıtlama için seslerini yükseltmeye devam edince sonunda 5000'e yakın uygulama ani bir kararla siteden kaldırıldı.


Apple, yeni düzenlemeyi gelen kullanıcı şikayetlerine bağlarken bu uygulamaları geliştiren şirketler isyan bayraklarını açtı.

Devlerin birleşmesine Onay!

Devlerin birleşmesine onay çıktı

Yazan:Hakan Kilyusufoğlu Cumartesi, 20 Şubat 2010 13:12
Geçen sene Microsoft ve Yahoo arasında imzalanan ortaklık anlaşması onaydan geçti.

ABD'den ve Avrupa Birliği'nden gerekli onayların alınması sonucu bu ortaklalık anlaşmasının rekabet ortamına zarar verebileceği yönünde yapılan itirazlar sonuçsuz kalmış oldu.


Anlaşma gereği Microsoft'un arama motoru Bing'in teknik altyapısı geliştirilmeye devam edilirken Yahoo'dan da mevcut servislerin iyileştirilmesi ve reklam anlaşmalarını yürütmesi bekleniyor.

Bundan sonra Yahoo arama motoru tamamen Bing'e entegre edilecek. Reklam yönetiminden elde edilecek kar ise iki şirket arasında paylaşılacak.

Chat-Edelim - Türkler hangi şifreleri seçiyor?

Türkler hangi şifreleri seçiyor?

Yazan:Cnet Türkiye Pazartesi, 15 Şubat 2010 11:42

İzmir Ekonomi Üniversitesi ve Ege Üniversitesi araştırmacılarının ''Türk Kullanıcılarının Parola Seçimindeki Eğilimleri'' adlı çalışması şifre alışkanlıklarımızı gözler önüne serdi.

İzmir Ekonomi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi İlker Korkmaz, Ege Üniversitesi Uluslararası Bilgisayar Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Emin Dalkılıç ile birlikte hazırladıkları ''Türk Kullanıcıların Parola Seçimleri'' isimli araştırma sonuçlarına ilişkin bilgi verdi.


Parola seçiminde, kullanıcıların genelde hatırlanması kolay ve kısa parolalar seçtiklerinin bilinen bir yöntem olduğunu belirten Korkmaz, bu tür parolaların bilgisayar korsanları için kolay hedef olduğunu ve tek bir ''zayıf'' kullanıcı parolasının bile tüm sistemin güvenliğini tehlikeye düşürebildiğini vurguladı.

Korkmaz, akademik çalışmalarında, güvenilir kaynaklardan elde ettikleri ve bir sistemde kullanılan 2564 gerçek Türkçe parolayı seçtiklerini ve çeşitli yöntemlerle bilimsel veriler kullanılarak ''şifreleri kırmaya'' çalıştıklarını anlattı.

İlker Korkmaz, bu parolaların gizlilik nedeniyle araştırma kapsamı dışında hiçbir şekilde kullanılmadığını bildirdi.

Bu bilimsel şifre kırma çalışmalarının sonuçları sonraki sayfada.

26 Şubat 2010 Cuma

Özgener: Gs ve Fb Elenmeyi haketmişlerdi!

TFF Başkanı Mahmut Özgener, G.Saray ve F.Bahçe'nin turu geçmeyi hak ettiklerini söyledi.

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mahmut Özgener, ''Dünkü maçları izlediğimizde her iki takımız da aslında bir üst tura çıkmayı hak etmişti'' dedi. Özgener, İzmir'de Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi'nde kalp nakli yapılan gazeteci Çağatay Çağlar'ı ziyaret ettikten sonra gazetecilerin sorusu üzerine, dün Galatasaray ve Fenerbahçe'nin UEFA Avrupa Ligi'nden çok talihsiz şekilde elenmesinin herkesi üzdüğünü belirterek, şunları kaydetti:

''İlk 16'ya takımımızın kalmaması futbolumuz açısından, ülke puanları açısından üzücü. Ama tabi ki en üzücü yanı hak etmedikler şekilde elenmeleri. Dünkü maçları izlediğimizde her iki takımız da aslında bir üst tura çıkmayı hak etmişti. Ama futbol bu. Futbolda her zaman hak ettiğinizin, oynadığınızın karşılığını alamıyorsunuz. Gönül, takımlarımızın Avrupa Kupalarında daha iyi yerlerde olmasını isterdi. Artık seneye inşallah.''

Özgener, bir gazetecinin hakemler üzerine soru sormak istemesi üzerine ''Hakem filan konuşacak yerde değiliz'' diye cevap verdi.

Milli takım Aday kadro açıklandı

A Milli Takım'ın 3 Mart Çarşamba günü Honduras ile oynayacağı özel maçın aday kadrosu ve programı belli oldu.

A Milli Takım, 28 Şubat Pazar günü saat 17:00'den itibaren İstanbul Swissotel'de toplanmaya başlayacak. İlk antrenmanını 1 Mart Pazartesi saat 19:00'da İnönü Stadı'nda yapacak A Milli Takım'ın bu çalışması, basın mensuplarına 30 dakika süreyle açık olacak.

A Milli Takım Sorumlu Yardımcısı Oğuz Çetin, 2 Mart Salı günü saat 17:30'da Swissotel'de bir basın toplantısı düzenleyecek. Milli Takım da aynı gün saat 19:00'da yine İnönü Stadı'nda yapacağı basına 15 dakika açık tutulacak antrenmanla Honduras maçının hazırlıklarını tamamlayacak.

24 Şubat'ta İstanbul'a gelen ve Polat Renaissance Hotel'de kampa giren Honduras Milli Takımı ise antrenmanlarını Atatürk Olimpiyat Stadı'nda yapacak. Honduras Milli Takımı, 27 Şubat Cumartesi günü saat 10:00 ve 17:00'de iki, 1 Mart Pazartesi ve 2 Mart Salı günü ise birer çalışma gerçekleştirecek. Honduras Milli Takımı, 4 Mart Perşembe günü saat 17:20'de Türkiye'den ayrılacak.

İŞTE ADAY KADRO

Kaleciler

Volkan Demirel (Fenerbahçe)
Onur Kıvrak (Trabzonspor)

Defans

Gökhan Gönül (Fenerbahçe)
Sabri Sarıoğlu (Galatasaray)
Servet Çetin (Galatasaray)
Emre Güngör (Galatasaray)
Caner Erkin (Galatasaray)
Ceyhun Gülselam (Trabzonspor)
Giray Kaçar (Trabzonspor)
Çağlar Birinci (Denizlispor)

Orta Saha

Arda Turan (Galatasaray)
Emre Belözoğlu (Fenerbahçe)
Necip Uysal (Beşiktaş)
Volkan Şen (Bursaspor)
Ozan İpek (Bursaspor)
Hamit Altıntop (Bayern Münih)
Mehmet Aurelio (Real Betis)
Nuri Şahin (Borissia Dortmund)

Forvet

Tuncay Şanlı (Stoke City)
Halil Altıntop (Eintracht Frankfurt)
Mevlüt Erdinç (Paris Saint Germain)
Kazım Kazım (Toulouse)

Trabzona yeni savunmacı!

Bordo-Mavililer, 2 sezondur takibe aldığı Groningen'in 24 yaşındaki savunmacısı Granqvist'i renklerine katmak için çalışmalara hız verdi.

Fotomaç'ın haberine göre, gelecek sezon savunmanın ortasında etkili bir isim almayı planlayan Trabzonspor, aradığı oyuncuyu Hollanda'da buldu. Song'la devam edip etmeyecekleri belirsiz olan Bordo- Mavililerin, İsveçli stoper Andreas Granqvist ile yakından ilgilendiği ve bu oyuncuyu iki yıldır takip ettiği bildirildi. 24 yaşındaki stoper, Groningen takımında forma giyiyor..

5 golü bulunuyor

İsveç A Milli Takımı'nın da formasını giyen 1.92 boyundaki Granqvist'in hava toplarında ve yerden etkili olduğuna işaret edildi. Bu sezon 23 maçta forma giyen genç oyuncunun, savunmada görev almasına rağmen, 5 golü ve 2 asisti bulunuyor. Groningen'in sözleşmesinin 2012 yılında bitecek olan Granqvist için kapıyı 3.5 milyon Euro'dan açacağı kaydedildi.

25 Şubat 2010 Perşembe

Lille teknik patronu: Macın favorisi FENERBAHCE!

Lille Teknik Direktörü Rudi Garcia, yarın UEFA Avrupa Ligi 2. tur rövanşında yapacakları maçın favorisinin Fenerbahçe olduğunu söyledi.

Garcia, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda düzenlediği basın toplantısında, maçla ilgili soruları yanıtladı. İlk maçın sonunda yaptığı açıklamada, İstanbul'daki rövanşta mutlaka bir gol bulmaları gerektiğini ifade ettiğini hatırlatan Garcia, ''Sahaya çıkıp ofansif oyunumuzu sergilemeye çalışacağız. Hem Fenerbahçe'ye, hem taraftarına büyük saygımız var. Favori olarak Fenerbahçe'yi görüyorum. Favori onlar, ancak biz de 3. turda olmak için elimizden geleni yapıp, bir gol bulmaya çalışacağız'' dedi.

Sakat ve cezalı oyuncular nedeniyle taktik anlayışlarında, oyunun gidişatına göre değişiklikler yapabileceğini kaydeden Garcia, ''Bu seçenekleri değerlendireceğim. 2 cezalı, 3 sakat oyuncumuz var'' diye konuştu..

Sakatlıklarla ilgili bir soruya da Garcia, ''Şubat ayının sonlarındayız. 38 maç oynadık. Sezon uzun, ama 2010 yılının başında bu konuda açıklama yapmıştım. Oyuncuları korumak gerektiğini söylemiştim. Sonuçta sakatlık şans eseri oluşan bir olay. Biz de bu konuda şanssızız'' yanıtını verdi.

ATLETICO MADRID başkanı Turdan umutlu!

UEFA Avrupa Ligi 2. tur rövanş maçında Galatasaray'la karşılaşacak olan Atletico Madrid'de başkan Enrique Cerezo, amaçlarının turu geçmek olduğunu söyledi.

Konakladıkları The Ritz Carlton Otel'de bir basın toplantısı düzenleyen Enrique Cerezo, her şeyden önce Galatasaray karşısında tur atlayan taraf olmak istediklerini söylerken, ''Galatasaray gerçekten zorlu bir rakip. Burada turu geçip başarılı oyunumuz sürdürmeliyiz'' dedi.

Ali Sami Yen Stadı'nda Galatasaray taraftarlarının yoğun desteğinin kendileri için bir korku oluşturup oluşturmadığı şeklindeki bir soru üzerine Cerezo, ''Korku olabilir, ama sonuçta futbolcular profesyoneldir. Bu sahada veya başka sahada işlerini yapacaklar. Statta seyirci faktörü olacaktır, ancak futbolcular da işlerini yapmak zorunda'' ifadelerini kullandı.

Teknik direktör Frank Rijkaard'ı Barcelona'yı çalıştırdığı dönemden tanıdığını ve iyi bir teknik adam olduğunu vurgulayan Cerezo, ''Sonuçta biz kendimize güveniyoruz. İyi bir neticeyle Madrid'e döneceğimize de inanıyoruz'' şeklinde konuştu.

-THY'NİN SPONSORLUĞU-

Galatasaray maçının ulaşım sponsoru olarak Türk Hava Yolları (THY) ile anlaşmalarına değinen Enrique Cerezo, bu işbirliğini gelecek dönemlere taşıyabileceklerini söyledi.

THY ile İstanbul'a gelişleriyle ilgili olarak, ''Dün bir bulut nedeniyle uçakta sanırım biraz korku yaşandı, ama gayet güzel servis vardı. Umarım ileriki maçlarda THY ile uçmaya devam ederiz. THY gayet iyi bir uçak şirketi. Şu anda görüşme durumundayız. Umarız uzun bir anlaşma olur'' şeklinde konuştu.

24 Şubat 2010 Çarşamba

Balıkesir de facia!

Ölü Sayısına Bakan Açıklık Getirdi

Bakan Dinçer, Grizu Patlamasında Hayatını Kaybedenlerin Sayısının 17 Değil, 13 Olduğunu Açıkladı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Balıkesir'in Dursunbey ilçesine bağlı Odaköy'deki maden ocağındaki grizu patlamasında hayatını kaybedenlerin sayısının 13 olduğunu açıkladı. Daha önce yapılan açıklamalarda sayının 17 olduğu belirtilmişti.

Madendeki kazada yaralanarak Balıkesir Atatürk Devlet ve Balıkesir Devlet Hastanesine sevk edilen yaralıları ziyaret eden Dinçer, gazetecilere, ''Şu an itibariyle kaybımız 17 değil, 13. Tek tek tespitleri yaptık. Diğer hastanelerdeki 4 arkadaşımızın durumu daha kritik. Henüz 2 tane hayati tehlikeyi atlatamamış arkadaşımız var. Diğerlerinin durumları iyi gözüküyor. Hastanede tedavi altında bulunan toplam 18 arkadaşımız var'' dedi.

Ambulansların arka arkaya geldiği Balıkesir Devlet Hastanesi Acil Servisi'ndeki görevli personel, vücutlarında ciddi yanıklar olan ve acı çeken maden ocağı işçilerinin taşınması sırasında büyük gayret gösterdi. Acil Servis ekiplerine yardımcı olan bazı vatandaşlar da yağan yamur damlalarının çıplak olan yaralıların üzerine gelmemesi için şemsiyelerini kullandı.

Olay sonrası Balıkesir Devlet Hastanesi'ne getirilen ve ilk tedavisi burada yapılan hastalardan durumu ağır olanlar İzmir, İstanbul, Denizli ve Kocaeli illerindeki yanık tedavi merkezi bulunan hastanelere sevk edildi. Göçük altında kalan madencilerin yakınları, Balıkesir Devlet Hastanesi'ne koşarak yaralılar arasında yakınlarının olup olmadığını öğrenmeye çalıştı.

Patlama sırasında göçük altında kalarak hayatını kaybeden Serkan Aydın'ın yakınları, Acil Servis önünde umut bekleyişini sürdürdü. Aydın'ın amcasının da aynı maden ocağında 2006 yılında meydana gelen patlamada öldüğü öğrenildi.

Patlamada hayatını kaybeden 13 maden işçisinin cenaze namazları, Dursunbey ilçesinde öğle namazına müteakip toplu olarak kılındıktan sonra toprağa verilmek üzere memleketlerine gönderilecek.

ÖLEN MADENCİLERİN İSİMLERİ

Patlamada hayatını kaybeden madencilerin isimleri şöyle:

Özgür Seçkin (Vardiya mühendisi, Dursunbey)

İbrahim Saygılı (Dursunbey)

Mustafa Demirel (Dursunbey)

Bünyamin Tuncay (Dursunbey)

Süleyman Duman (Dursunbey)

Muhammer Karaca (Yaylaçayır)

Engin Tanrıkulu (Yaylaçayır)

Serkan Aydın (Kavacık)

İsmail Görlen (Kavacık)

Ali Yaran (Süleler)

Önder Kartepe (Göbül)

Celal Karataş (Odaköyü)

Kaza sonrası olay yerine akın eden köylüler, kazanın derin üzüntüsünü yaşadı. Süleler köyü muhtarı Osman Eser, madenin sahibinin mühendis olduğunu, bu kadar güvenli bir madenin olmadığını idda etti. Kazanın nasıl olduğunu bilmediğini söyleyen muhtar Eser, 10 km uzaklıktaki köyünden madene 5 köylüsünün servisle geldiğini anlattı. Bunlardan Ali Yaran'ın yaşamını yitirdiğini, iki köylüsünün de yaralı olarak hastaneye kaldırıldığını belirtti. Yaran'ın üç aylık ve üç yaşında iki çocuğu bulunduğunu ifade eden muhtar Eser, maden sahibi Erhan Ortaköylü'nün fakir babası olarak bilindiğini ve bütün bölgenin kalkınması için maddi manevi sürekli destekte bulunduğunu söyledi

Zahid akmana hapis cezası

Eski RTÜK Başkanı Zahid Akman'a 2 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Davut Dursun ve eski Başkanı Zahid Akman, ''Görevi kötüye kullandıkları'' gerekçesiyle, 2 yıl 6'şar ay hapis cezasına çarptırıldı.

RTÜK Başkanı Dursun ile halen üye olarak görev yapan eski Başkan Zahid Akman'ın da arasında bulunduğu 3'ü eski 9 RTÜK üyesi ve 5 bürokratının, ''İdari yargı kararlarını uygulamamak suretiyle görevi kötüye kullandıkları'' iddiasıyla yargılandığı davada karar çıktı.

Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesi, RTÜK Başkanı Dursun, eski Başkanı Akman ve üye Abdulvahap Darendeli'yi 2 yıl 6'şar ay hapis cezasına çarptırdı.

Mahkeme, RTÜK Üyesi Mehmed Dadak ve eski üye Arif Merdol'ün 2 yıl 2 ay 10'ar gün, RTÜK Başkanvekili İlhan Yerlikaya, Üye Taha Yücel ile eski üyeler Şaban Sevinç ve Paşa Yaşar'ın ise 2 yıl 9 ay 10'ar gün hapisle cezalandırılmalarına karar verdi.

Sanıkların ayrıca, Türk Ceza Kanununun 53. maddesi uyarınca belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılması da kararlaştırıldı.

Mahkeme, 5 bürokrat hakkında ise beraat kararı verdi.

Sanık avukatlarının kararı temyiz edecekleri öğrenildi.

Balyoz da 7 tutuklama!

Balyoz Darbe Planı Soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edilen 2'si muvazzaf 7 subaydan tamamı tutuklandı.

Muvazzaf subaylar, Beşiktaş'taki Merkez Komutanlığı'nda yapılan işlemlerin ardından Hasdal Askeri Cezaevi'ne, emekli subaylar ise Metris Cezaevi'ne gönderildi.

Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ndeki hareketlilik sabah saatlerinde başladı. Balyoz Darbe Soruşturması kapsamında gözaltına alınan 13 kişi İstanbul Adliyesi'ne getirildi. Bu kişilerin savcılık sorugusu akşam saat 20:00 sıralarına kadar sürdü.

Savcılık sorgusu tamamlanan muvazzaf subaylardan Tümamiral Ramazan Cem Güldeniz, Tuğamiral Aziz Çakmak, emekli Tümamiral Ali Deniz Kutluk, emekli Tuğgeneral Mehmet Kaya Varol, emekli Albay Ümit Özcan, emekli Tümamiral Özer Karabulut ve emekli Albay Ali İhsan Çuhadaroğlu tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edildi. 6 kişi ise savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldı.



Mahkemeye sevk edilen muvazzaf ve emekli subaylardan tamamı "örgüt üyeliği" suçundan tutuklandı. Tutuklananlardan muvazzaf subaylar Tümamiral Ramazan Cem Güldeniz ve Tuğamiral Aziz Çakmak Beşiktaş'taki Merkez Komutanlığı'na götürüldü. Burada işlemleri tamamlanan subaylar daha sonra Hasdal Askeri Cezaevi'ne götürüdü.

Emekli subaylar Ali Deniz Kutluk, Mehmet Kaya Varol, Engin Baykal, Özer Karabulut ve Ali İhsan Çuhadaroğlu ise Metris Cezaevi'ne gönderildi.

Ak partiden tepki!

Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, Genelkurmay Karargahı'nda dün yapılan ve Orgeneral İlker Başbuğ'un orgeneral ve oramirallerle yaptığı toplantı için ''Hangi toplantı menfi etki edecekse tarih önünde sorumlu olacak'' dedi.

Balyoz Operasyonu sonrası, Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ, kuvvet komutanları ile tüm orgeneral ve oramirallerin hükümete "toplu istifa resti" iddiaları Ankara'yı karıştırdı. TSK, akşam saatlerinde tüm orgeneral ve oramirallerin "Ciddi durumu" görüştüğünü açıkladı.

ERDOĞAN'IN EVİNDE KRİTİK BULUŞMA

Balyoz Operasyonu sonrası, Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ, kuvvet komutanları ile tüm orgeneral ve oramirallerin hükümete "toplu istifa resti" iddiaları üzerine TSK, dün akşam saatlerinde bir açıklama yaptı. Tek cümlelik açıklamada, ''İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmekte olan bir soruşturma kapsamında ortaya çıkan ciddi durumu değerlendirmek üzere, dün Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'nda Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bütün Orgeneral ve Oramirallerin katılımı ile bir toplantı icra edilmiştir" denildi.

AK PARTİLİ KAPUSUZ AÇIKLAMA YAPTI

Kapusuz, AK Parti Genel Merkezi'ndeki il halkla ilişkiler başkanları toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, "yaşanan gelişmelere ilişkin toplantılar oldu, Genelkurmay'ın da bir açıklaması oldu, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Kapusuz, şunları kaydetti:

"Yargılama süreciyle ilgili olan bazı konular yargıya intikal ettiği için çok fazla konuşulmasının erken olduğunu düşünüyorum.

"Bir kez daha şunu açık bir dille ifade edeyim; her davet edilen, çağrılan, sorguya alınan 'suçludur' diye bir kural yok. Dün sorgulaması yapılanlar mahkemeye çıkarıldı bir kısmı tutuklandı, bir kısmı da serbest bırakıldı. Ama ben medya başta olmak üzere, siyasetçilerimiz de dahil olmak üzere, herkesin bürokrasi de dahil buna, yargıyı rahatsız etmemesini, kendi haline bırakmasını, görevini rahatlıkla yapabilmesinin ortamını sağlamaya davet ediyorum. Buna hangi toplantı, hangi görüşme, hangi açıklama menfi etki edecekse, bu, tarih önünde sorumluluğu da beraberinde getirecektir.

Bugünkü konuşulan, yaşanılan her olay yarın da herkesin önüne konulacaktır. Dün nasıl yaşananlar bugün gündeme gelmişse, bugünkü yaşananlar da yarın yine toplumun gündeminde olacaktır. Herkesi Anayasa ve yasalardaki yazılı olan kurallara davet ediyor, buna uygun hareket etmelerini de bekliyorum, diye açık bir samimi kanaatimi de ifade etmek istiyorum."

MUHALEFETTEN İSTİFA İDDİALARINA TEPKİ

Meclis'te gazetecilerin sorularını yanıtlayan CHP Sivas Milletvekili Melik Ejder Özdemir, Başbakan Yardımcısı Çiçek'in, Genelkurmay Başkanlığı'na yaptığı ziyaret ve "istifa" iddialarını değerlendirdi. Özdemir, 2 yıldır Ergenekon'la ilgili davaları ibretle izlediklerini kaydederek, "Bu gözaltılar ve Silivri'deki dava, adli bir davanın ötesinde siyasi bir takibe dönüşmüş vaziyette" dedi.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ekici bir gazetecinin, "Genelkurmay Başkanlığı'nda orgeneraller toplandı. Komutanların Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'e istifa resti çektiği söyleniyor" sözleri üzerine, komutanların görüşmesinde ne konuşulduğunu bilmelerinin mümkün olmadığını söyledi. Ekici, bu yöndeki sorulara yanıt verirken, iddia edildiği gibi askerlerin istifasının ordunun sistematiğini perişan edeceğini savunarak, "Bu ihtimali dahi düşünmem bile. Türkiye Ordusu geleneksel bir ordudur. Muz ordusu değildir. Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm kurumları böyle bir istifanın altında kalır" değerlendirmesinde bulundu.

Ekici, Genelkurmay Başkanı'nın ille de bir açıklama yapma zorunda olmadığına işaret ederek, "Genelkurmay, Başbakana bağlıdır. Sayın Başbakan bir açıklama yapsın. Türkiye çok olağanüstü günler yaşıyor. Cumhurbaşkanına önemli görevler düşüyor" dedi.

Bu konunun spekülasyon alanı olarak kullanılmasının da doğru olmadığını dile getiren Ekici, olağanüstü günler yaşandığını belirtti. Bu dönemde herkesin sağduyulu bir şekilde, birbirini dinleyerek çalışma yapması gerektiğine işaret eden Ekici, "Bu noktada, Sayın Cumhurbaşkanı başta olmak üzere, yürütmeye ve yasama organı temsilcilerine önemli görevler düşüyor" diye konuştu.

Ve... Örnek paşa adliyede!

"Balyoz Harekatı Planı" iddiaları soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve işlemleri İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde tamamlanan aralarında eski Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek'in de bulunduğu 4 emekli asker, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne getirildi.

Sıkı güvenlik önlemleri altında İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nden çıkarılarak, bir polis minibüsüyle adliyeye ulaştırılan Fırtına ve Örnek ile beraber 2 emekli subay, hakim ve savcıların kullandığı bölümden adliye binasına alındı.

Emekli Koramiral Öğütçü de Adliyede

''Balyoz Güvenlik Harekatı Planı'' iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, gözaltına alınan eski Kuzey Deniz Saha Komutanı emekli Koramiral Feyyaz Öğütçü, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne getirildi.

23 Şubat 2010 Salı

Ziynet sali; Kabul ediyorum Çakma Lopez'im!

Kabul ediyorum, çakma Lopez'im!

Ziynet Sali geçtiğimiz hafta sonu Kıbrıs'ta konser verdi. Sahneye "Star Wars" filminden esinlenilerek tasarlanan bir kıyafetle çıkan ünlü şarkıcı, Jennifer Lopez'e benzetilmesi hakkında ilginç bir yorum yaptı: "Herkes beni Jennifer Lopez'e benzetiyor. Hatta Okan Bayülgen bana böyle hitap ediyor. Ama ben çakma Lopez'im."
islami sohbet
sohbet

Fenerbahçe depresyonda!

Takım kazanırken ört-bas edilen sorunlar, 2-3 hafta peşpeşe alınan kötü sonuçlardan sonra gün yüzüne çıkıyor. Sarı-lacivertli camiada ise bu illete uzun yıllardır çözüm bulunamıyor. Büyük camianın sorunları da her zaman büyük oluyor.

Fenerbahçe'nin iyi oynadığı, çok pozisyona girdiği son 4 maçta kaçan goller ve bunun üzerine savunmada yapılan hatalar, takım savunmasındaki zaaflar yenilgileri engelleyemedi ve beraberlikleri de zor kurtadı. Sadece son dönemdeki Diyarbakırspor, Manisaspor, Lille ve Bursaspor maçlarına bakmak bile yeterli. Takım ruhu sahaya yansımasına rağmen, kaçan goller ve beraberindeki savunma hataları kötü sonuçları getirdi. Taraftarlar istekli ve savaşcı oyunu puan kayıplarına rağmen tolere etti. Ta ki Bursa yenilgisine kadar. Öfkelerini şiddete dönüştüren sarı-lacivertliler önce Guiza, ardından da Daum ile polemik yaşayıp Saraçoğlu'nda gergin bir atmosfer yarattılar. Alman hocanın tribünler ile tartışması kendisine küfür edildiği için yaşanırken, bunun güzelim asistleri gol yapamayan Guiza'ya protesto edilip, yerine Semih'in girmesi istenmesinden kaynaklandığı sanıldı. Ama bu görüntü bile Daum'un ne kadar agresif ve gergin olduğunun göstergesi. Bugüne kadar bir çok maçta ve çok yakından küfürler işitmiş olan Alman hoca, bunların hiçbirine reaksiyon göstermemiş ve olmamış gibi davranmıştı.

Samandra'da Aykut Kocaman ile Daum'un arasında karakedi dolaşıyor. Futbol felsefesi birbirine hiç uymayan ama yaptıkları iş gereği birbirine saygı duyan Aykut Kocaman ve Daum'un Samandıra'da birbirine samimi davranmadıkları konuşuluyor. Maçlarda soyunma odasında bir araya gelmedikleri, kazanılan veya kaybedilen maçlarda durum değerlendirmesi yapmadıkları, koridorlarda göz ve fiili temasta bulunmadıkları ve birbirine "yokmuş" gibi davrandıkları gözlerden kaçmıyor.

BAŞKAN RAPOR İSTEDİ

Zaman zaman da Başkan Aziz Yıldırım'ın, Aykut Kocaman aracılığı ile Daum'dan geniş kapsamlı raporlar istemesi ise gerginliği iyice tırmandırıyor. Futbol felsefeleri ve disiplin anlayışları hiç uymadığı için daha önce iki kez istifasını hazırladığı konuşulan Aykut Kocaman, görev tanımı netleşip sorumlulukları artınca görevine devam etmişti. Ancak bu kez de Daum rahatsızlık duymaya başladı. İkilinin sahaya sürülen 11'ler konusunda bile görüş ayrılığı dilden dile dolaşırken, Kocaman'ın hiçbir zaman Daum'un teknik işlerine karışmaması ise büyük bir saygınlık olarak karşılandı ve sistemin bugüne kadar sürmesini sağladı. En başta da yönetimin takımın üzerinden elini-kolunu çekmesi ve tüm sorumluluğu Kocaman'a devretmesi ve Başkan Aziz Yıldırım'ın sportif direktör anlayışını Fenerbahçe'ye nakletmeye çalışması da bu sevimsiz ortama rağmen devam eden bir anlayış.

Ancak bir gerçek var ki, kupada, ligde ve Avrupa Ligi'nde hedeflerin devam etmesi şimdilik yönetimin radikal tedbirlere başvurmasını engelliyor. Ancak Başkan Aziz Yıldırım ve ekibinin bu sezona kadar olan yönetim anlayışı, takımın üzerinde demokrasinin kılıcı gibi duruyor.

GÜİZA'YA NASIL ÇARE BULUNACAK?

Samandıra'daki çalışma odalarında durum değerlendirmesi yapacak olan Kocaman ve Daum'un Güzia sorununa nasıl bir çare bulacakları merak konusu. Savunmanın son 1 ayda 13 gol yiyerek hayal kırıklığı yaratması ve öne geçtiği maçlarda bile galibiyeti koruyamaması da masaya yatırılacak.

Bütün bunların yanı sıra bir de şöyle bir iddia ortaya atıldı. Daum'un istediği sportif direktör şeklini şu sözlerle anlatması dikkat çekti:

"Alman Milli Takımı'nın başında Oliver Bierhoff gibi süper bir menajer var. Bierhoff teknik direktörüne çok yardımcı oluyor. Benim de böyle bir menajere ihtiyacım var."

Bu sözler Rıdvan Dilmen tarafından dile getirilirken, Alman hocanın, bu açıklamalarıyla Fenerbahçe Yönetimi'ne mesaj verme amacında olduğunun altını çizen Dilmen, sezon başından bu yana sportif direktör Aykut Kocaman'ın varlığından rahatsız olduğu ileri sürülen Daum'un, iddiaları doğruladığını ima etti.
islami sohbet
sohbet
Euro 2012 Grup Eleme Maçlarının Fikstürü Belirlendi. Türkiye İlk Maçını Kazakistan İle Oynayacak.

2012 Avrupa şampiyonası Grup Eleme Maçları A Grubu Fikstürü

03.09.2010 Belçika – Almanya
03.09.2010 Kazakistan – Türkiye

07.09.2010 Almanya – Azerbaycan

07.09.2010 Türkiye – Belçika

07.09.2010 Avusturya – Kazakistan

08.10.2010 Almanya – Türkiye

08.10.2010 Avusturya – Azerbaycan

08.10.2010 Kazakistan – Belçika

12.10.2010 Belçika – Avusturya

12.10.2010 Azerbaycan – Türkiye

12.10.2010 Kazakistan – Almanya

25.03.2011 Avusturya – Belçika

25.03.2011 Almanya – Kazakistan

29.03.2011 Türkiye – Avusturya

29.03.2011 Belçika – Azerbaycan

03.06.2011 Avusturya – Almanya

03.06.2011 Kazakistan – Azerbaycan

03.06.2011 Belçika – Türkiye

07.06.2011 Azerbaycan – Almanya

02.09.2011 Azerbaycan – Belçika

02.09.2011 Almanya – Avusturya

02.09.2011 Türkiye – Kazakistan

06.09.2011 Avusturya – Türkiye

06.09.2011 Azerbaycan – Kazakistan

07.10.2011 Türkiye – Almanya

07.10.2011 Azerbaycan – Avusturya

07.10.2011 Belçika – Kazakistan

11.10.2011 Almanya – Belçika

11.10.2011 Türkiye – Azerbaycan

11.10.2011 Kazakistan – Avusturya
islami sohbet
sohbet

Dünya tarihininden unutulmaz maçlar!



Bursaspor'un Fenerbahçe'yi 2-0 geriden gelip maçı 3-2 kazanması akıllara diğer geri dönüş maçlarını getirdi. Tarihte gitti denilen, dönmez denilen, kazanılamaz denilen öyle maçlar var ki, işte akıllardan çıkmayanlar...

Bursaspor'un ligde Fenerbahçe'yi 2-0 geriden gelip 3-2 yenmesi tabi ki büyük bir olay. Dünya, Avrupa ve süper ligi tarihinde böyle olağanüstü maçlar hep yaşandı yaşanmaya da devam edecek. Futbolu sevmemizin bir nedeni de bu olsa gerek. Milli takımla da yaşadık bunu Galatasaray'ın Avrupa macerasında da. Lig tarihinde ise öyle maçlar var ki gitti denilen, dönmez denilen, kazanılamaz denilen...

Bursaspor'un Fenerbahçe'yi hem de Şükrü Saracoğlu'nda 2-0 geriden gelip maçı 3-2 kazanması futbol gündeminin birinci sırasına oturdu. Yeşil-beyazlı takım 25 Mart 1990 tarihinde de bu kez Bursa'da rakibini aynı şekilde 2 fark geriden gelip kazanmıştı. Dünya, Avrupa ve Süper Lig tarihinde böyle olağanüstü maçlar hep yaşandı, yaşanmaya da devam edecek. Futbolu sevmemizin bir nedeni de bu olsa gerek. En yakın örneklerinden birini son Avrupa Şampiyonası'nda yaşamıştık. A Milli Futbol Takımımız Çek Cumhuriyeti'ni 2-0 geriden gelip 3-2 yenmiş, Avrupa ve Dünya basını bizi ayakta alkışlarken, "Geri dönüşlerin kralı" yakıştırmasını yapmıştı. Ya 2005 Şampiyonlar Ligi finaline ne demeli... Atatürk Olimpiyat Stadı'nda oynanan Milan-Liverpool maçı belki 3-3 tamamlandı ama, İngilizler ilk yarısını 3-0 geride kapatıp ikinci yarıda maçı dengeledi. Penaltılarla da maçı ve kupayı alıp götürmüştü. UEFA bu finali, heyecanı ve zevki en yüksek Devler Ligi maçı olarak 1. sıraya koydu.

İşte futbol tarihinde bu tür sonuçların yaşandığı örnekler:

Galatasaray-Fenerbahçe: 3-4
3 Mayıs 1989... Türk futbolunun unutulmaz maçlarından biri olarak tarihe geçti. Türkiye Kupası Çeyrek Final 2. maçında Galatasaray ilk yarıyı 3-0 önde kapadı. İkinci yarı işi şova döken Cimbom rehavetin faturasını ağır ödedi. Aykut ve Hazan Vezir'in 3 golü sonrası Fenerbahçe 'imkansız' denileni başardı ve 4-3 galip geldi.

Fenerbahçe-Galatasaray: 3-2
20 Ağustos 1989... Başbakanlık Kupası mücadelesinde Fenerbahçe, ezeli rakibi Galatasaray'ı 2-0 geriden gelerek 3-2 mağlup etti. Muhteşem maçta sarı-lacivertli takımın gollerini Şenol Çorlu(2) ve Aykut attı.

Almanya-Macaristan: 3-2 (Bern Mucizesi)
4 Temmuz 1954... Almanya futbol tarihinin en ünlü maçı... 1954 Dünya Kupası finalinde favori gösterilmeyen Batı Almanya, 2-0 geriden gelip Macaristan'ı 3-2 mağlup etti ve şampiyon oldu.

Galatasaray-Zeytinburnu: 7-3
1994-95 sezonu... Şampiyonluk şansı azalan Galatasaray, bir anda 3-0 yenik duruma düştü. Taraftarların çoğu stadı bile terketti. İkinci yarı coşan Cimbom, maçı 7-3 kazanarak zoru başardı.

Marsilya-Montpellier: 5-4
22 Ağustos 1998... Fransa Birinci Ligi tarihi maçlardan birine sahne oldu. Karşılaşmanın ilk yarısı Montpellier'in 4-0 üstünlüğüyle tamamlandı. İkinci yarı bambaşka bir görüntü çizen Marsilya, imkansızı başarıp 5 gol birden attı.

Finlandiya-Türkiye: 2-4
5 Haziran 1999... (A) Milli Futbol Takımımız, Finlandiya deplasmanında Tihinen ve Paatelainen'in gollerine engel olamayınca bir anda 2-0 geriye düştü. Çabuk toparlanan milliler, Tayfur Havutçu ve Hakan Şükür'ün 2'şer golüyle maçı lehine çevirdi.

Bursaspor-Fenerbahçe: 3-2
25 Mart 1990... Ligin 26. haftasında Fenerbahçe Hakan Tecimer ve Şenol Ulusavaş'ın golleriyle 2-0'ı yakaladı. Pes etmeyen Bursaspor, Erhan Kiremitçi'nin attığı 3 golle imkansızı başardı.

Galatasaray-Fenerbahçe: 4-4
5 Haziran 1983... G.Saray maça fırtına gibi başlayıp Mirza Sejdic, Bülent Alkılıç, Sinan Turhan ve Tarık Hociç'in golleriyle 4-1'i yakaladı. F.Bahçe maçın son bölümünde Onur Kayador, Özcan Kızıltan (2) ve Mehmet Hacıoğlu'nun golleriyle skoru 4-4'e getirdi.

Fenerbahçe-Vanspor: 3-2
8 Ağustos 1999... Maça fırtına gibi başlayan Vanspor, ilk yarıyı deplasmanda 2-0 önde bitirdi. İkinci yarı açılan Fenerbahçe, karşılaşmayı 3-2'lik sonuçla kendi lehine çevirdi. Vanspor, 18 kişilik kadroda 16 yaşında alt yapıdan futbolcu bulundurduğu gerekçesiyle 3-0 hükmen mağlup sayıldı.

Monaco-Nice: 3-4
2 Ekim 2004... Saviola ve Adebayor'un iki golüyle 3-0 geriye düşen ev sahibi Nice, Victor Agali(3) ve Vahirua'nın golleriyle sahadan 4-3'lük galibiyetle ayrıldı.

Galatasaray-Beşiktaş: 2-3
20 Nisan 1991... Galatasaray Tanju Çolak ve Ulvi'nin erken gelen golleriyle rahatladı. Ali Gültiken(2) ve Feyyaz Uçar'ın golleri siyah-beyazlı takımı, şampiyonluk için yarıştığı ezeli rakibi karşısında zafere taşıdı.

Manchester United-Bayern Münih: 2-1
26 Mayıs 1999... Unutulmaz Şampiyonlar Ligi finali. Nou Camp Stadı muhteşem bir maça sahne oldu. 90. dakikaya 1-0 önde giren Bayern, 4 dakikalık uzatmada kalesinde 2 şok gol gördü. Teddy Sheringham ve Ole Gunnar Solskjaer'in golleriyle kupayı kucaklayan takım Manchester United oldu.

Galatasaray-Milan: 3-2
3 Kasım 1999... Galatasaray'ın UEFA Kupası'na katılıp, kazanmasına yol açan tarihi maç. Son 5 dakikaya 2-1 mağlup giren sarı-kırmızılılar, Hakan Şükür ve Ümit Davala'nın penaltı golüyle 3-2 galip geldi ve UEFA'ya katılma hakkını kazandı.

Deportivo-PSG: 4-3
2000-2001 sezonu... Şampiyonlar Ligi'nde Galatasaray'ın da yer aldığı grupta oynanan maçta Deportivo, son 35 dakikaya 4 gol sığdırdı. İspanyollar 3-0 yenik duruma düştükleri maçı Pandiani (3) ve Tristan'ın golleriyle çevirdi.

Galatasaray-Real Madrid: 3-2
3 Nisan 2001... Şampiyonlar Ligi Çeyrek Final ilk maçında Galatasaray, konuk ettiği Real Madrid karşısında bir anda 2-0 geriye düştü. İkinci yarı sahada bambaşka bir Cimbom vardı. Sarı-kırmızılılar Ümit Davala, Hasan Şaş ve Jardel'in golleriyle karşılaşmayı 3-2 kazandı.

Fenerbahçe-Gaziantepspor: 4-3
21 Mayıs 2001... Fenerbahçe ikinci yarı adeta küllerinden yeniden doğdu. Sarı-lacivertli takım, 3-0'lık yenilgiden 4-3'lük galibiyete ulaştı. Muhteşem geri dönüşün kahramanları Revivo, Rapaiç(2) ve Uche oldu.

Beşiktaş-Elazığspor: 5-3
14 Mart 2004... Herkes Beşiktaş'tan gol beklerken, Debnar ve Yunus bir anda skoru 2-0 yaptı. Tayfur ve Sergen cevap verdi. Ilie ile Ahmed Hassan nefes aldırdı. Yunus korkuttu, Mısırlı maçın skorunu tayin etti.

Konyaspor-Fenerbahçe: 2-4
30 Eylül 2005... Fenerbahçe, Konya deplasmanında muhteşem bir maç çıkardı. Soyunma oadasına 2-0 geride giden sarı-lacivertli takım Anelka ve Nobre'nin 2'şer golüyle karşılaşmadan 4-2 galip ayrıldı.

Inter-Roma: 4-3
28 Ekim 2006... Süper Kupa için San Siro'da oynanan maç oldukça dramatikti. 3-0 geriye düşen Inter maçı önce 3-3'e, sonra da uzatmalarda 4-3'e getirerek sahadan galip ayrılmayı bidi.

Real Madrid-Espanyol: 4-3
2006-2007... İspanya'da geçen sezon kıran kırana geçen şampiyonluk yarışında, müthiş bir kazanma hırsı sergileyen Real Madrid iki farkla geriye düştüğü maçta Espanyol'u 4-3 devirdi.

Manchester United-Everton: 4-2
2006-2007 sezonu... Manchester United, Everton karşısında inanılmaz bir maç çıkardı. 2-0 yenik duruma düşen Kırmızı Şeytanlar, son 30 dakikada bulduğu 4 golle üç puanı aldı.

Real Sociedad-Atletico Madrid: 3-2
2005-2006 sezonu... Sociedad'ın Torres ve Kezman'ın golleriyle 2 farklı yenik duruma düştüğü maçta, Kovacevic 55'te farkı bire indirdi. 81'de sahneye çıkan Nihat Kahveci eşitliği sağladı. Kırmızı kartlar sonrası 9 kişi kalan Sociedad, Kovacevic'in uzatmalarda gelen golüyle 3 puanı kazanan taraf oldu.

Trabzonspor-Beşiktaş: 3-2
24 Şubat 2007... Trabzonspor, Avni Aker'de oynanan maçın ilk yarısını 2-0 yenik kapattı. Bordo-mavili takım, ikinci yarı 7 dakika içinde(53,55,60) 3 gol atarak muhteşem bir geri dönüş yaptı.

Tottenham-Manchester United: 3-5
29 Eylül 2001... Kırmızı Şeytanlar, Londra deplasmanında bir mucizeye imza attı. Devreyi 3-0 yenik kapatan Manchester United, ikinci 45 dakikada rakip ağları 5 kez havalandırdı.

Beşiktaş-Denizlispor: 3-2
22 Eylül 2007... Turkcell Süper Lig'in 6. haftasında Beşiktaş, konuk ettiği Denizlispor karşısında ecel terleri döktü. Fatih Egedik'in 2 golüne engel olamayan Kartal, şoktan çabuk kurtularak, 2-0 geriden gelip maçı 3-2 çevirdi.

Sivasspor-Bursaspor: 3-2
29 Eylül 2007... Süper Lig'in 7. haftasında Bursaspor'u konuk eden Sivasspor, 2 farklı geriye düştüğü maçta Muhammed Ali Kurtuluş(2) ve Mehmet Yıldız'ın golleriyle hayat buldu.

Gençlerbiliği OFTAŞ-İstanbul BB: 3-2
26 Ocak 2008... Turkcell Süper Lig'in 20. haftasında Gençlerbirliğ OFTAŞ, ilk yarısını 2-0 mağlup tamamladığı maçı, ikinci yarıda attığı gollerle 3-2 kazandı.

Trabzonspor-Beşiktaş: 2-3
20 Ekim 2007... Trabzon'da oynanan maçta 6 dakika içinde kalesinde 2 gol gören Beşiktaş çabuk toparlandı. Burak, penaltıdan Delgado ile Bobo'nun golleriyle muhteşem bir geri dönüş yapan siyah-beyazlı takımda, 79. dakikada kırmızı kart gören Rüştü'nün yerine Bobo kaleye geçti.

Atletico Madrid-Villareal: 4-3
4 Kasım 2007... Madrid ekibi 2-0 öne geçti, pes etmeyen Villareal skora dengeyi getirdi. Ev ashibi, 61. dakikada bir kez daha öne geçti. Milli futbolcu Nihat Kahveci, maçın son 20 dakikasında attığı 2 golle takımını 3 puana taşıdı.

Tottenham-Aalborg: 3-2
2007-2008 sezonu... UEFA Kupası (G) Grubu'nda yer alan İngiliz ekibi Tottenham, 2-0 yenik duruma düştüğü maçta Danimarka temsilcisi Aalborg'u 3-2 mağlup etti.

Inter-CSKA: 4-2
8 Kasım 2007... Şampiyonlar Ligi'nde Fenerbahçe ile aynı grupta yer alan İtalyan ekibi, 2-0 yenik duruma düştüğü karşılaşmada CSKA'yı 4-2 mağlup etti. Karşılaşmanın yıldızları, iki gol birden atan Ibrahimovic ve Cambiasso oldu.

Juventus-Roma: 5-2
8 Aralık 2007... Juventus, 2-0 yenik duruma düştüğü Roma karşısında adeta şahlanarak maçı çevirdi. Zaferi getiren goleri David Trezeguet(2), Iaquinta, Del Piero ve Zalayeta kaydetti.

Panionios-Bordeaux: 2-3
18 Aralık 2007... Galatasaray'ı da yakından ilgilendiren UEFA mücadelesine yedek kadroyla çıkan Bordeaux, Yunan temsilcisi karşısında 2-0 yenik duruma düştü. İlk yarının sonlarında farkı bire indiren Fransız ekibi, ikinci yarıdaki muhteşem futboluyla maçı 3-2 kazandı. Bu sonuçla G.Saray gol averajıyla tur atladı.

Beşiktaş-Kasımpaşa: 4-2
18 Ocak 2008... Turkcell Süper Lig'in 19. haftasında Beşiktaş, konuk ettiği Kasımpaşa karşısında 20 dakika içinde kalesinde gördüğü 2 golle şok oldu. Nobre(2), Cisse ve Delgado'nun golleri Kartal'ı galibiyete taşıdı.

KAYNAK: Gazeteport
islami sohbet
sohbet

22 Şubat 2010 Pazartesi

Bush tan sonra Erdoğan'a ayakkabılı saldırı!

Erdoğan'a ayakkabılı saldırı
Erdoğan'a ayakkabılı saldırı
Başbakan Erdoğan'a İspanya'daki ödül töreninde ayakkabı fırlatıldı.
Güncelleme:23 Şubat 2010 00:28
Yorum Yaz
Yazdır
Eksenim'e Ekle
Arkadaşına gönder
RSS
SMS Servisi


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan İspanya'da "Kültürlerarası Sevilla NODO" ödül töreni sırasında ayakkabı fırlatıldı. "Yaşasın Kürdistan" diyerek Erdoğan'a ayakkabı fırlatan şahıs gözaltına alındı.

Göstericinin terör örgütü PKK sempatizanı olduğu iddia edildi.

ÖNCE BUSH'A ATILDI SONRA MODA OLDU

Başkanlık koltuğunu bırakmadan önce Bağdat'a ziyarette bulunan ABD eski Başkanı Bush'a Iraklı gazeteci ayakkabı fırlatmıştı. Bağdat'taki bu protesto daha sonra dünyanın değişik noktalarında uygulandı. Türkiye'de de bir gazeteci Bilgi Üniversitesi'nde konuşan IMF Başkanı Kahn'a ayakkabı fırlatmıştı.

ERDOĞAN'A ÖDÜL

Başbakan Erdoğan, ''Medeniyetler İttifakı projesinin harekete geçirilmesinde üstlendiği önemli rolü'' sebebiyle Sevilla NODO Vakfı tarafından ödüle layık görüldü. Sevilla Belediye Başkanı Alfredo Sanchez Menteseirin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a ödülünü takdim etti.

ERDOĞAN'IN KONUŞMASI

Erdoğan ödül töreninde yaptığı konuşmada, İspanya'nın güzel şehirlerinden Sevilla'da bulunmaktan çok büyük memnuniyet duyduğunu belirtti.

NODO Vakfı tarafından bu yıl şahsına verilen ödülü almaktan dolayı da ayrıca büyük gurur duyduğunu ifade eden Erdoğan, ''Ülkem, milletim ve şahsım adına Sevilla Belediye Başkanı Sayın Monteseirin'e ve NODO Vakfına şükranlarımı sunuyorum'' dedi.

Erdoğan şöyle devam etti:

''Şunu tüm samimiyetimle ifade etmek isterim ki, Sevilla NODO Vakfı'nın bu ödülü, tüm bu ödüller arasında müstesna bir yer teşkil ediyor. Sevilla'nın yetiştirdiği ya da etkilediği isimlerin bir kaçını sıralayınca bu müstesna an, neyi kastettiğim daha iyi anlaşılacaktır. İbn-i Arabi, İbn-i Haldun, İbn-i Hazm, Cervantes, Kristof Kolomb, İbn-i Ferah, El Sit ve daha niceleri... Boğa güreşinin, satrancın ve Flamenko'nun da ana vatanı. Ve elbette, bilgin lakaplı 10'uncu Alfonso.

Lütfen telaffuzumu mazur görün: No me ha dejado (Beni terk etmedi). NODO ödülü, Sevilla şehrine damgasını vuran 10'uncu Alfonso'nun aziz hatırasını da yansıttığından dolayı ayrıca büyük anlam taşıyor. 10'uncu Alfonso'nun, burada, Sevilla'da kurduğu engin hoşgörü ortamı, kültürler arasında oluşturduğu barış ve diyalog zemini, bugün bile saygıyla yad ediliyor.Alfonso, Mürsiye'de Avrupa'nın üç dilde eğitim veren ilk okulunu kurmuştu. Bu üç dilin Arapça, İbranice ve Latince olması ayrıca dikkat çekici.''

BİRLİKTE YAŞAMA KÜLTÜRÜ

''Bundan 7 yüzyıl önce Endülüs'te başarıyla tatbik edilmiş olan 'konvivensiya' yani 'birlikte yaşama kültürünün', bugün dünyamızın en fazla ihtiyaç duyduğu örnek bir tecrübe olduğunu görüyoruz'' diyen Başbakan Erdoğan, ''Endülüs, üç semavi dinin barış ve hoşgörü içinde yaşadığı masalsı bir tecrübeydi. Şurası da son derece önemli: Üç semavi dinin barış ve hoşgörü içinde yaşadığı Endülüs'te, bilimin ve sanatın seyrine yön verecek derecede büyük isimler yetişti. Avrupa'nın aydınlanmasını sağlayan bu bilim ve sanat ortamı, hiç kuşkusuz bizim tarihimizi, Osmanlı İmparatorluğu'nu da çok yakından etkiledi'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, Medeniyetler İttifakı Projesinin eş başkanlıklarının İspanya ve Türkiye tarafından, kendisi ve İspanya Başbakanı Zapatero tarafından üstlenilmiş olmasının bu açıdan önemli olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

''Dostum Başbakan Zapatero, Türkiye'nin farklı din ve kültürler arasındaki köprü rolünü görerek 2004 yılında Medeniyetler İttifakı Projesi'nde birlikte çalışmamızı şahsıma teklif etti. Bu konuda öncü olmak, sadece sorumluluk anlayışımızın değil, hoşgörüyle yoğrulmuş geleneklerimizin de gereği idi. Nitekim, Türk halk şairi Yunus Emre'nin, bundan tam 700 yıl önce ifade ettiği 'Yaradılanı Severim Yaradandan Ötürü' sözleri, bugün bile kültürümüzün en önemli dinamiğini oluşturur. Aynı şekilde Mevlana, yaklaşık 800 yıl önce, 'Gel, ne olursan ol, yine gel' sözleriyle, bütün insanlığa kucak açan bir felsefeyi ortaya koymuştur.

Bu girişimin bayraktarlığını dostum Zapatero ile birlikte üstlenirken, farklı kültür ve medeniyetlerin çatışmak zorunda olmadığını, aksine dostluk ve uyum içinde birlikte çalışmalarının hem mümkün, hem de sürdürülebilir olduğunu kanıtlamayı amaçlamıştık.''

MEDENİYETLER İTTİFAKI VE TÜRKİYE'NİN DIŞ POLİTİKASI

Başbakan Erdoğan, söz konusu projenin geçen süre zarfında kurumsal bir yapıya kavuştuğunu ve bir Birleşmiş Milletler girişimi niteliği kazandığını anımsatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Halen 115 ülke ile pek çok uluslararası kuruluşun üye olduğu Medeniyetler İttifakı girişimi, uluslararası ilişkilerde kutuplaşmayı değil, diyaloğu hakim kılmayı hedefliyor.

Hoşgörüsüzlüğün giderek yaygınlaştığı bir dünyada, Medeniyetler İttifakı arayışlarının sonuca ulaşabileceğini göstermesi bakımından, Türkiye ve İspanya'nın cesaret ve ümit verici birer sembol haline geldiğini memnuniyetle görüyoruz. Eğer küresel barışı sağlayacaksak buna ihtiyacımız var. Bizler, ülkelerimizin tarihleri ve bugünkü tecrübelerinden yola çıkarak, farklı bir dünyanın mümkün olduğuna inandık. İnsanların birbirini hor görmediği, birbirine saygı gösterdiği, ön yargıların aşıldığı bir huzur ve refah zemininin tesis edilebileceğine yürekten inanıyoruz.''

Erdoğan, ''Türkiye olarak, son dönemde dış politikada izledikleri seyrin de bu yaklaşımın somut bir tezahürü olduğunu77 vurgulayarak, şunları kaydetti:

''Biz, 'komşularla sıfır problem' ilkesinden yola çıktık ve kısa süre zarfında tüm komşularımızla ilişkilerimizi barış ve karşılıklı çıkar temelinde belli bir seviyeye taşıdık. Yaklaşık 10 yıl önce savaşın eşiğine gelmiş Türkiye ile Suriye şu anda aralarındaki mayınları temizliyor. Suriye ile vizeleri kaldırdık ve dış politikadan ekonomiye, ticaretten sosyal yaşama kadar her alanda yoğun bir işbirliği başlattık. Irak'ın toprak bütünlüğünü çok önemsiyor, ülkede bir an önce istikrar ve huzur sağlanması için çaba sarf ediyoruz. İran'ın uluslararası toplumla olan sorunlarını çözmesi için yine girişimlerimiz devam ediyor.

Olaylı dosya bombalı paket!

Cİhaner'le ilgili soruşturmanın gittiği İstanbul'daki Ergenekon savcıları, HSYK kararına göre işlem yaparsa Adalet Bakanlığı ile karşı karşıya gelecek.

Çünkü savcıların bir yıl önce benzer bir durumda 'Biz yetkili değiliz' dediği, ancak Bakanlığın 'Yetki sizde' talimatı verdiği ortaya çıktı.

SavcIlar bu durumda Adalet Bakanlığı'nın talimatını dinleyip Cihaner'le ilgili soruşturmaya devam ederse de bu kez Erzurum savcıları gibi yetkilerinin HSYK tarafından kaldırılması gündeme gelecek. Yani Ergenekon savcıları hayatlarının belki de en zor kararını verecek...

Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner'in de aralarında olduğu 11'i tutuklu 18 şüpheli hakkındaki dosya önceki akşam Erzurum'dan İstanbul'a gitti. Dosyayı alan İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilleri Turan Çolakkadı ve Olcay Seçkin, soruşturmayı yürütmeleri için Cumhuriyet Savcıları Murat Yönder ve Fikret Seçen'i görevlendirdi. Dosyayı Yönder ve Seçen'in yanı sıra, Çolakkadı ve Seçkin de inceleyecek. Ancak 4 savcının önünde zor bir karar var. Zira Ergenekon savcılarının geçen yıl da benzer bir dosyayla karşı karşıya kaldıkları ve "Biz yetkili değiliz" dedikleri ortaya çıktı. Bunun üzerine savcılar ile Bakanlık arasında, birinci sınıfa ayrılmış yargı mensupları hakkında kimin soruşturma yürüteceği konusunda önemli bir görüş ayrılığı yaşandı.

Yine 250'nci madde tartışılmıştı

Hakim ve savcıların Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 250'nci maddesine giren suçlarda hangi usulle soruşturulacakları konusu, 56 hakim ve savcıyla ilgili yürütülen Ergenekon soruşturmasında gündeme geldi. Bakanlık, 5 Eylül 2008'de, aralarında Cihaner'in de bulunduğu 56 hakim ve savcı hakkında, Ergenekon yapılanmasıyla bağlantılı oldukları iddiasıyla soruşturma başlattı. Bakanlık, telefonlarını dinlemeye aldığı hakim ve savcılardan 10'unun dosyalarını bir süre sonra Ergenekon soruşturmasına bakan özel yetkili İstanbul Cumhuriyet savcılarına gönderdi. Adalet Bakanlığı, soruşturmada yetkinin Adalet Bakanlığı müfettişlerinde değil, özel yetkili savcılarda olduğunu bildirdi.

Savcılar 'Biz yetkili değiliz' demişti

Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar Ercan Şafak ve Fikret Seçen ise 20 Nisan 2009'da bakanlığa gönderdikleri "fezleke" de buna itiraz etti. Fezlekede, "Yapılan inceleme sonucunda, mevcut delillere göre Cumhuriyet Başsavcılığımızca soruşturmanın yürütülmesinin mümkün bulunmadığı, bu konuda gereğinin Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünce yapılmasının gerektiği kanaatine ulaşılmıştır" denilerek dosyalar Bakanlığa geri gönderildi. Fezlekede birinci sınıfa ayrılmış hakim-savcıların Yargıtay'da yargılanabileceği de anımsatılarak "CMK'nın 250/3. fıkrası ile 251. maddesi birlikte değerlendirilmesi ve özel yetkili Cumhuriyet savcılarının nezdinde bulundukları ağır Ceza mahkemelerinin bakamayacağı davaların soruşturmasını yapamayacaklarının kabul edilmesi gerekmektedir" denildi.

Bakanlık'tan 'Siz bakacaksınız' talimatı

Özel yetkili savcıların "Yetki bizde değil" görüşüne Bakanlık'tan talimat gibi bir yanıt geldi. Ceza İşleri Genel Müdür Yardımcısı Çetin Şen'in imzasını taşıyan 27 Mayıs 2009 tarihli yazıda, "CMK'nın 251. maddesine göre, 250. madde kapsamına giren suçlarda, soruşturma, savcılarca bizzat yapılır. Hakim ve savcılara yönelik terör örgütüne üye olmak suçlarından soruşturmanın tarafınızca yapılacağı açıkça anlaşılmaktadır" denildi. Bakanlık, Savcılığın 10 klasörlük soruşturma dosyasını da iade etti. Böylece özel yetkili savcılar bu yazışmaların yapıldığı 10 hakim ve savcıyla ilgili soruşturma yürüttü ancak hiçbiri hakkında suç unsuruna rastlayamadı.

Ergenokon savcılarının zor kararı

Ergenekon savcılarının kendilerini yetkili görmemelerine rağmen Bakanlığın talimatıyla soruşturma yürütmeleri, Cihaner'le ilgili dosyada verilecek kararı da kritik hale getirdi. HSYK, Erzurum'daki özel yetkili savcıları görevden alırken birinci sınıfa ayrılmış hakim ve savcılarla ilgili soruşturmanın özel yetkili savcılar tarafından yürütülemeyeceği görüşünü ortaya koydu. Şimdi Ergenekon savcılarının HSYK'nın görüşüne göre mi yoksa Bakanlığın görüşüne göre mi karar vereceği merakla bekleniyor.

HSYK yetkilerini kaldırabilir

Ergenekon savcıları, HSYK'nın Erzurum'daki 4 savcının yetkilerini aştığı tespitine rağmen Cihaner'le ilgisi soruşturmaya devam ederlerse, HSYK, Erzurum'daki savcılara yaptığı gibi Ergenekon savcılarının da yetkilerini kaldırabilir. Çünkü HSYK, Erzurum'daki 4 savcı ile ilgili kararında Yargıtay'da yargılanacak olan kişilerin özel yetkili mahkemeler tarafından yargılanamayacağına ilişkin Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 250/3. maddesine işaret etmiş ve savcıların yetkilerini aştığını savunmuştu. Savcılar, HSYK kararına uyması halinde ise bu defa Bakanlık'la karşı karşıya gelecekler. Çünkü Bakanlık, 56 hakim ve savcıyla ilgili soruşturmada olduğu gibi dosyaları yeniden savcılara gönderebilecek. Savcıların ısrarcı olması halinde ise haklarında Bakanlık'ça soruşturma açılabilecek. Bu soruşturma sonunda disiplin cezası verilip verilmeyeceğine yine HSYK karar verecek. Ancak yine de Savcılar, Bakanlıkla karşı karşıya gelmiş olacak.

Özbek de o dosyayı işaret etti

HSYK Başkanvekili Kadir Özbek de, "savcıların zor kararı" konusunda geçen yıl ki dosyayı işaret etti. Özbek gazetecilerin, "Erzurum savcıları için işletilen aynı süreç, İstanbul'daki savcılar için de işletilebilir mi?" sorusuna, "O açıdan bir şey söylemek mümkün değil. Buradaki arkadaşlarımız eğer bakamıyorlarsa oradakilerin de aynı koşullarda, aynı koşullar muhafaza edilirse onlar için de aynı şey geçerlidir. Ki o arkadaşlarımız benzer bir olayda kendilerinin bakamayacağına ilişkin bakanlığa bir iade yazısında imzaları olan arkadaşlarımız" cevabını verdi. Özbek'in, "Erzurum savcılarıyla ilgili iki gün önce verdiğiniz karar İstanbul'daki savcılar için de bağlayıcı mı?" sorusuna yanıtı ise "Biz Erzurum'la ilgili bir yetki belirlemesi yaptık" oldu. (Vatan

Başbakan erdoğan Gözaltılar için konuştu!

Erdoğan, gözaltılar için ilk kez konuştu...
Erdoğan, gözaltılar için ilk kez konuştu...
Erdoğan, İspanya'da yaptığı basın toplantısında, Türkiye’de gündemi sarsan gözaltılarla ilgili soruları yanıtladı.
Güncelleme:22 Şubat 2010 17:01
Yorum Yaz
Yazdır
Eksenim'e Ekle
Arkadaşına gönder
RSS
SMS Servisi

İspanya’da bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İspanya Başbakanı Zapatero ile yaptığı basın toplantısında, Türkiye’de gündemi sarsan gözaltılarla ilgili soruları yanıtladı. Gözaltıların sayısının 40’ı aştığını belirten Erdoğan, “Yargıda olan bir konu, yoruma girmem doğru olmaz” dedi.

GERÇEKER'DEN BAŞBAKAN ERDOĞAN'A CEVAP

"Kapatma davası açılırsa seçime gideriz"

İşte Erdoğan’ın sözleri…
Sabah itibariyle gözaltına alınma süreci sözkonusu. Bu süreçle ilgili olarak şu ana kadar gözaltına alınanların sayısı 40’ı aşkın… Olay yargıyla ilgili bir olay, yargıya intikal etmiş bir olay. Yürütme burada sadece görevini ifa ediyor. Bunun akıbeti nedir, ne değildir bilemiyoruz ancak güvenlik güçleri yargıya bu teslimi yaptıktan sonra yargı değerlendirmesini yapacaktır. Yargıda olan bir süreçtir, yargıda olan bir konuyla ilgili benim herhangi bir yorum yapmam doğru değildir.

YARGI REFORMU
Yargı reformula alakalı olarak konsensüs oluşsun. Tüm siyasi partiler bu tür anayasa değişikliğini birlikte yapmanın arzusu içerisindeyiz. Şu anda ana muhalefetin ve diğer muhalef partisinin bu konuda desteği olmadığını biliyoruz. Biz çalışmamızı sürdürüyoruz. Onlarla müzakereler yapacağız, bize destek verirler ya da vermezler. Bizler bunu parlamonteya götürme gayretindeyiz. Referandum

Bulent arınc: Keşke tuh demeseydim...

Bülent Arınç, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı'nın tutuklanması ve dosyanın İstanbul'a gönderilmesiyle ilgili olarak, ''Önceden senaryo kurarak şöyle olacak diyenler yanılabilir. Aslında hukuk sürecinin işleyişine daha çok dikkat etmek lazım'' dedi.

Bu süreçte medyanın çok önemli katkısı olabileceğini dile getiren Arınç, ''Senaryolar yazarak o senaryolar içerisine kitleleri hapsetmemeleri gerekiyor'' diye konuştu.

Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Dün ben bir yerde konuşma yaparken, biraz da buna üzülerek bir ifadede bulundum. O da şudur: Şimdi Erzincan'la, Erzurum'la ilgili bir yargı süreci var. HSYK'nın bu konuda aldığı karar var. Yargıtay ve Danıştay'ın açıklaması var. Bu konular üzerinde düşüncelerimizi ifade ediyoruz. Bir televizyon kanalı özellikle ve onun arkadaşları diyelim, birkaç tane belki... 'Mahkeme basıldı, başsavcılık basıldı'. Bir başsavcılık, bir ev basılmaz bir hukuk süreci içinde. Eli silahlı adamlar gider; bir barı, bir kafeyi, bir oteli basarlar, bir kadını alırlar, saçlarından sürükler bir yere götürürler ama bir hakim kararıyla savcı arama yapıyorsa bir yerde bunun adı aramadır ve bunun hukukta bir yeri vardır.

Hiçbir savcı, hiçbir hakim kararı olmadan bir yeri basmaz. Erzurum'daki görevli savcının Erzincan'da yaptığı işin hukuki anlamda karşılığı aramadır ve bu bir hakim kararına bağlıdır. Dolayısıyla siz onu bile bile hala 'savcılık basıldı, evi basıldı' derseniz bu çok ayıp, çok çirkin, çok yanlış bir şey olur. Kaldı ki, bir televizyon kanalı da, adliyenin abluka altında olduğunu söyledi. Günlerce veya saatlerce bu yayını yaptı. Sonunda vazgeçti.''

Arınç, medyaya dönük olarak kullandığı ifadelerin hatırlatılması üzerine, ''Yuh size veya tuh size neyse... Ama başında diyorum ki, bir kanal sürekli basılmaktan bahsediyor. Basılmak tabiri hukukta olmaz. Sizin kafanız hep basmaya alışmış diyorum. Bütün basını karşıma almadım ben. Niye bütün basını karşıma alayım?'' dedi.

-NASREDDİN HOCA BENZETMESİ-

''Tuh'' ifadesinin tükürmek anlamına gelmesinin hatırlatılması üzerine Arınç, şunları kaydetti:

''Hoş değil şüphesiz ama onların da yaptıkları da hoş değil. Ben burada Nasreddin Hoca'yı örnek alıyorum. Nasreddin Hoca'yı kızdırmışlar, birkaç kişi... Hoca da girmiş sokağın içerisine bağırmış: 'Şunlar, bunlar, filan' diye. Sonra herkes 'Hoca neden bağırıyor' diye pencerelere çıkmış. Hoca'nın dediği çok güzel bir şey, 'Ne kadar da çoklarmış' demiş. Halbuki Hoca'nın bağırdığı 1-2 kişi. Pencerelere üşüşünce Hoca belki yerinde veya değil ama 'Ne kadar da çoklarmış' demiş. Ben bir kanalın yaptığı densizlikten bahsediyorum. Hiç bugüne kadar da duymadığım bir basın kuruluşu beni kınamak için bildiri yayınlıyor.''

Arınç, daha önce MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin isimlerini sayarak bazı basın gruplarına ''ayağınızı denk alın'' gibi ifadeler kullandığında, Ahmet Abakay'ın başında bulunduğu bu kuruluşun (ÇGD) bir bildiri yayınlamadığını belirtti.

''Yine de daha nazik bir ifade kullanılabilirdi'' şeklindeki değerlendirme üzerine, Bülent Arınç, ''Olabilirdi ama bu bir hissi şeydir. Çok haklısınız. Tuh, yuh yerine bunların yanlışlığını söylemek de olabilirdi. Sayın Başbakanla biraz birbirimize benziyoruz. Çok kızdığımızda, çok dolduğumuzda 'Yeter artık bu yaptığınız' demek zorunda kalabiliyoruz. Onu da dememiş olabilirdik. Keşke demeseydik ancak hakikaten basınımızın bir kısmının, ister yazılı ister görsel basın olarak, bu olaylara bakış açısını çok yanlış buluyorum ve bu yanlışlıkta ısrar da ediyorlar. Bu Türkiye'de bir karmaşaya sebep oluyor ve sizin sorduğunuz sorular akla geliyor: 'Normalleşiyor muyuz, yoksa bir toz duman bulutu içinde miyiz?'.''

-"...NERON'UN ROMA'YI YAKMASI"-

''AK Parti hakkında kapatma davası bekliyor musunuz? Başsavcı 'haklarında kapatma davası açılacağını hissederler' diye hissiyat üzerine konuştu. Sizde böyle bir hissiyat var mı?'' şeklindeki soruyu yanıtlayan Bülent Arınç, şunları söyledi:

''Siz bu soruyu soruyorsunuz, başkaları da soruyor ama hep AK Parti hakkında soruyorlar. Yani AK Parti hakkında bir kapatma davası açılacak mı? Niçin diğer partilerden birisi değil de sadece AK Parti için bu konuşuluyor? Bu siyasi bir yığınaktır. AK Parti'yi böyle bir tehdidin altında, böyle bir kıstırmak niyetiyle... Başkaları için de açılabilir. Siz Başsavcı olsanız yarın istediğiniz parti hakkında gerekçelerini kendinize göre yazarak bir dava dava açabilirsiniz. Ben sizin elinizden tutamam. Başka hiç kimse de elinizden tutamaz.''

Arınç, ''Yani bir psikolojik harekat mı yürütülüyor?'' denilmesi üzerine, ''Bu bir psikolojik harekattır. Yani Sayın Başbuğ'un Türk Silahlı Kuvvetleri için söylediği asimetrik bir harekat sözü var ya bu AK Parti'ye karşı, AK Parti'yi güçsüzleştirmek, yıpratmak, her an kapatılabilecek, her an hakkında dava açılabilecek bir parti olduğunu zihinlere nakşetmek açısından Türkiye'yi hiç düşünmeden, Türkiye'nin bugünkü ve geleceğini hiç hesaplamadan sadece Neron'un Roma'yı yakmasında olduğu gibi 'AK Parti gitsin de kapatılsın da hakkında dava açılsın da ne olursa olsun' diye düşünmeden bir psikolojik harekat yürütülüyor'' şeklinde konuştu.

-''BAŞKALARINA MEYDANI BIRAKMAK DÜŞÜNCESİ VARSA''-

Bülent Arınç, ''Başsavcı mı yürütüyor?'' sorusu üzerine, ''bu davayı açma yetkisinin onda olduğunu'' hatırlattı.

Siyasi partilerle ilgili bütün gelişmelerin takip eden birimin Cumhuriyet Başsavcılığı olduğunu ifade eden Arınç, ''Açar mı, açmaz mı konusu ayrı. Bana göre, bugün AK Parti hakkında bir kapatma davasını açmaması lazım. Neden? Çünkü Anayasa'nın, Siyasi Partiler Kanunu'nun istediği anlamda AK Parti hakkında aleyhte hiçbir delil yok" diye konuştu.

-"BEĞEN, SEÇ AL"-

Arınç, ''Bir siyasi gücün yasama gücüne bir teklif götürmesi engellenebilir mi? Engellenmemeli yani yasama bütün bunlara bakarak, kendince doğru olduğu bir anayasa değişikliğini yargı reformu olarak bitirebilmelidir. Biz bunun hazırlıklarını daha çok milletvekiline sahip olduğumuz için yapmıştık. Masamızın üzerinde bugün her hal ve şart altında 'beğen beğen al, seç seç al' diyebileceğimiz Anayasa değişiklikleri paketleri duruyor'' şeklinde konuştu. (Anadolu Ajansı) 2 saat önce.

Saba Tümerin göğüsleri Rtük'ü böldü!

RTÜK, sunucu Saba Tümer'in sütyensiz göğüsleri ile Türkan Şoray'ın kızı Yağmur Ünal'ın, bacaklarına zoom yapan, Fox Tv'ye Ceza veriyor. RTÜK bu amaçla kuruluştan savunma istedi. Savunma yeterli bulunmazsa Fpx TV'deki ''Bizden Kaçmaz'' programına ''Yayın durdurma'' cezası verilecek. Ancak Başkan ve üyeler, Ceza konusunda ikiye bölündü.

GAZETEPORT'un edindiği bilgiye göre RTÜK'ün son toplantısında Fox Tv'de 28 Ekim 2009'da yayınlanan "Bizden Kaçmaz" programı ele alındı. Programda, Saba Tümer'in göğüsleri ile Yağmur Ünal'ın bacaklarına zoom yapılıp, ok işareti konulduğu, bunun da yasanın hem ''Genel ahlâk'' hem de ''insan onuruna ve temel insan haklarına aykırılık'' maddesine aykırı olduğu vurgulandı.

BAŞKAN KARŞI ÇIKTI

Ancak RTÜK Başkanı Davut Dursun ile üyelerden Tahsin Fendoğlu ve Vahap Darendeli bu karara ''insan onuru açısından Ceza'' nedeniyle karşı çıktı. Üç üye, genel ahlak maddesinden cezayı yeterli buldu. Hülya Alp ve Mehmet Dadak ise genel ahlaktan değil, insan onurundan Ceza verilmesini savundu. Başkan Dursun yazdığı muhalefet şerhinde şöyle dedi:

''Saba Tümer ile bir akşam yemeği çıkışı yapılan söyleşide, sunucunun çamaşır kullanmaması nedeniyle vücudunun belli olması öne çıkarılmış, göğüs bölümü oklar, kalp ve oval şekiller içine alınarak, özel olarak dikkat çekilmeye çalışılmıştır. Yağmur Ünal'ın ise taksiye binerken isteği dışında açılan bacakları sergilenmiş ve kaza ile açılan bölge daire içine alınmıştır. Görüntüler genel ahlaka aykırıdır ancak, insan onuruna ve temel insan haklarına saygı ilkesi ile ilgisi yoktur''

''GENEL AHLAK BOZULMAZ''

Üyelerden Hülya Alp ise ''Gece 22.58'de ve korumalı saatte yer alan yayında, genel ahlak değil, insan haklarına saygılı olunması ilkesi ihlal edilmiştir. Kadının çıplaklığının sergilenmesi ile, toplumun genel ahlakının bozulacağı iddiası, genel ahlak sorunu değil; insan onuru perspektifinde ahlaki bir sorundur. Kaza ile ortaya çıkan ve bir kadının özeli sayılan pozisyon, onun nezdinde tüm kadınların onuru yok sayılarak, özel vurgularla görüntülenmiştir.'' dedi.

Üyelerden Tahsin Fendoğlu da genel ahlak cezasına katılırken, insan onuruna aykırılıktan cezaya karşı çıktı. Mehmet Dadak ise, cezanın genel ahlaktan değil, ''insan onuru ve insan haklarına aykırı, kasti, reyting amaçlı yayın'' nedeniyle verilmesini istedi. Vahap Darendeli de genel ahlaktan Ceza verilmesini onaylarken, yayının insan onuru ve saygınlığını zedeleyecek bir nitelik taşımadığını vurguladı.

Başsavcısı Kuş: Dosyayı Bekliyoruz

Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Sinan Kuş, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca ''yetkisizlik'' kararıyla kendilerine gönderilen dosyayla ilgili olarak, ''Dosyanın gelmesini bekliyoruz'' dedi.

Başsavcı Kuş, kendilerine iade edilen dosyanın bundan sonraki süreci hakkındaki soruya, ''Süreçle ilgili şu aşamada bir şey söyleyemem. Önce dosyanın buraya gelmesi lazım. Dosyanın gelmesini bekliyoruz. Dosya geldikten sonra, yasa neyi gerektiriyorsa o yapılacak'' karşılığı verdi.

21 Şubat 2010 Pazar

KARTAL 1-1 ASLAN

Heyecan var, galip yok

Turkcell Süper Lig’de 22. haftanın en önemli karşlaşmasında, ezeli rakipler Beşiktaş ile Galatasaray, İnönü Stadı’nda oynanan maçta 1-1 berabere kaldı. Galatasaray, Arda Turan’ın attığı golle 1-0 öne geçerken; Beşiktaş, maçın sonlarına doğru Sivok’la bu gole cevap verdi.


Türkcell Süper Lig’in 22. haftasında İnönü Stadı’nda karşılaşan Beşiktaş ve Galatasaray 1-1 berabere kaldı. Bu sonuçla Galatasaray puanını 47′ye yükseltirken, Beşiktaş da 39 puana ulaştı.

Şampiyonluk yarışında iki takım adına da çok büyük önem taşıyan karşılaşmada, Mustafa Denizli sahaya sürpriz bir kadroyla çıktı. İleri uçta Nobre-Holosko ikilisiyle gol arayan siyah-beyazlılar, savunmada ise Ferrari’nin tekrar sahalara dönmesiyle İbrahim Toraman’ı sağbekte görevlendirdi.

Galatasaray ise forvetsiz sahaya çıktı. Keita, Arda ve Elano üçlüsüyle takımını sahaya süren Rijkaard, savunmada yine Servet’e görev vermedi.

Mücadeleye iki takım da kontrollü başladı. İlerleyen dakikalarda Beşiktaş, saha ve seyirci avantajıyla daha etkili göründü. Yakaladığı birkaç pozisyonda Leo Franco’ya takılan siyah-beyazlılar, ilk yarıda daha baskılıydı.

İkinci yarıda daha dengeli süren karşılaşmada Elano’nun orta alanda etkili futbolu kendin gösterdi. Galatasaray, Elano’nun orta alanda kaptığı topla geliştirdiği ani atakta Arda’nın ayağından bulduğu golle siyah-beyazlılar önünde 1-0 öne geçti ancak golün ardından baskısını artıran Beşiktaş, 81. dakikada Sivok’un ayağından eşitlik golünü buldu.

Müsabaka 1-1′lik neticeyle tamamlanırken, Galatasaray maç fazlasıyla zirvedeki yerini korudu.

DENİZLİ’DEN FORVET REVİZYONU

Mustafa Denizli, gol yollarında Nobre-Holosko ikilisine görev vererek karşılaşmaya başladı. Karşılaşmanın 61. dakikasında bu iki futbolcuyu saha kenarına alan tecrübeli hoca, Nihat-Bobo ikilisini oyuna dahil ederek ileri uçta radikal bir değişiklik yaptı.

LEO FRANCO’DAN KRİTİK KURTARIŞLAR

Hafta içi Avrupa Ligi mücadelesinde Atletico Madrid karşısında yaptığı kritik kurtarışlarla takımının tur için avantajlı bir skor elde etmesinde büyük payı bulunan Arjantinli file bekçisi Leo Franco, Beşiktaş önünde de istikrarını sürdürdü. Müocadelenin 37. dakikasında Holosko’nun kafa vuruşunda çok zor bir pozisyonda topu iki hamlede kontrol etmeyi başaran tecrübeli kaleci, maçın kırılma anlarından birine imza attı.

BARIŞ ÖZBEK SARI KART CEZALISI

Galatasaray’ın bu akşam en iyileri arasında bulunan Barış Özbek, karşılaşmanın 29. dakikasında sarı kart görerek cezalı duruma düştü. Gelecek hafta sarı-kırmızılıların Kaşımpaşa ile oynayacağı maçta Barış görev yapamayacak.

FERRARİ 65 GÜN SONRA…

Beşiktaş’ın ligin 17. haftasında 18 Aralık 2009′da Bursaspor ile oynadığı Turkcell Süper Lig maçında yüzünden sakatlanan İtalyan futbolcu Matteo Ferrari, tam 65 gün sonra formasına kavuştu.

CANER VE NOBRE İLK 11′DE

Son haftalardaki lig maçlarında sürekli ilk 11′de forma giyen Bobo’yu yedek bırakan Denizli, uzun süredir ilk 11′de şans tanımadığı Nobre’yi ise ilk 11′de oynattı. Rijkaard ile Caner arasındaki gerginlik de sona erdi. Atletico Madrid mücadelesinde yenen gol öncesinde yaptığı faulden dolayı Rijkaard’ın oyundan aldığı Caner, Beşiktaş karşısında yine Hollandalı çalıştırıcının tercihi oldu.

ELANO ETKİLİYDİ

Galatasaray’a geldiği günden bu yana bir türlü beklenen performansı sergileyemeyen Elano, son haftalarda çizdiği grafikle sarı-kırmızılıların en iyileri arasında kendini gösteriyor. Bu akşam da Beşiktaş savunmasına zor anlar yaşatan Brezilyalı futbolcu, 80′de yerini Mustafa Sarp’a bıraktı.

JO 65′TE SAHADA

Galatasaray’ın ara transfer döneminde renklerine kattığı Brezilyalı forvet Jo, Antalyasporla oynanan Türkiye Kupası mücadelesinde sakatlanmıştı. Yaklaşık 3 haftadır sahalardan uzak kalan yıldız futbolcu, Beşiktaş karşısında 65. dakikada oyuna girdi. Arda’nın attığı golün asistini yapan golcü oyuncu, istekli ve arzulu futboluyla sahalara iyi bir dönüş yaptı.

GENİŞ GÜVENLİK ÖNLEMLERİ

2010′un ilk derbi maçında olağanüstü güvenlik önlemleri alındı. Derbi maçta 870 özel güvenlik, 1900 emniyet personeli olmak üzere toplam 2 bin 770 emniyet mensubu görev yaptı. Dev maçla ilgili gerekli emniyet önlemleri saat 15:00′ten itibaren en üst seviyede alınırken, stat giriş kapıları saat 16:30′da açıldı.

255 GAZETECİ

Derbiye 85′i foto muhabiri olmak üzere toplam 255 gazeteci akredite olurken, 6 yabancı medya mensubu da karşılaşmayı takip etti. İki takım da BJK İnönü Stadı’na karşılaşmanın başlamasına 1,5 saat kala geldi. Önce Galatasaray kafilesi stada giriş yaparken, ardından da Beşiktaş kafilesi stada vardı.

Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli, soyunma odasına giderken karşılaştığı Galatasaray Başkan Yardımcısı Haldun Üstünel ve Futbol A.Ş. Genel Müdürü Adnan Sezgin ile kısa süre sohbet etti. Üstünel ve Sezgin, bazı Beşiktaşlı futbolcularla da el sıkışarak başarılar dileğinde bulundu.

MAÇ ÖNCESİ ARBEDE

Turkcell Süper Lig’deki Beşiktaş-Galatasaray derbisini izleyecek Galatasaray taraftarları Taksim Meydanı’nda toplandıktan sonra BJK İnönü Stadı’na geldi.

Öğlen saatlerinden itibaren Taksim Meydanı’nda toplanmaya başlayan sarı-kırmızılı yaklaşık 1.500 taraftar buradan toplu halde Gümüşsuyu’ndan BJK İnönü Stadı’na geçti. Güvenlik güçlerinin oluşturduğu kordon içinde BJK İnönü Stadı’na doğru yürüyüşe geçen Galatasaray taraftarları tezahüratlar yaparak stada geçerken stat etrafında da polisin geniş güvenlik önlemleri dikkat çekti. Sarı-kırmızılı taraftarlar stat önünde üst aramaları ve bilet kontrolleri yapıldıktan sonra kendilerine ayrılan tribüne girdiler. Derbi öncesinde Beşiktaş ve Galatasaray taraftarları arasında iki kez kısa süreli kavga yaşandı.

İlk olarak Taksim Meydanı’nda iki takım taraftarları arasında yaşanan arbadeyi araya giren güvenlik güçleri önlerken ikinci arbede ise BJK Stadı önünde yaşandı. Stada gelen ana grubun gerisinde kalan birkaç Galatasaraylı taraftara yol kenarında bazı Beşiktaşlı taraftarlar saldırırken güvenlik güçleri olayın büyümesini önleyerek tarafları ayırdı.

BEŞİKTAŞ: 1 – GALATASARAY: 1

Stat: BJK İnönü
Hakemler: Fırat Aydınus, Tarık Ongun, Aleks Taşçıoğlu, Aytekin Durmaz

Beşiktaş: Rüştü, İbrahim Toraman, Ferrari, Sivok, İbrahim Üzülmez, Ernst, Fink, Ekrem (Dk. 75 Yusuf), Tello, Holosko (Dk. 61 Bobo), Nobre (Dk. 61 Nihat)
Yedekler: Hakan Arıkan, İbrahim Kaş, Necip, Tabata
Teknik Direktör: Mustafa Denizli

Galatasaray: Leo Franco, Uğur Uçar, Neill, Emre Güngör, Hakan Balta, Mehmet Topal, Barış, Caner (Dk. 63 Jo), Elano (Dk. 81 Mustafa Sarp), Arda (Dk. 72 Giovani Dos Santos), Keita
Yedekler: Aykut, Servet, Serkan Kurtuluş, Ayhan
Teknik Direktör: Frank Rijkaard

Goller: Dk. 82 Sivok (Beşiktaş), Dk. 68 Arda Turan (Galatasaray)
Sarı Kartlar: Tello (Beşiktaş), Barış (Galatasaray)

Ankaragücü maglup oldu!

Ankaragücü'nün Gücü Yetmedi

Haber: Ankaragücü'nün Gücü Yetmedi

Ankaragücü, Antalyaspor ile 2-2 berabere kaldı.

Antalyaspor:2 Galatasaray:1
Turkcell Süper Lig'de alt sıralardan kurtulma savaşı veren iki takımın mücadelesinde Ankaragücü, Antalyaspor ile 2-2 berabere kaldı.

Karşılaşmanın ikinci yarısının ilk bölümlerinde her iki takım vasat bir futbol ortaya koydu. Konuk ekip Antalyaspor bulduğu ender pozisyonları değerlendiremezken 74. dakikada Muhammet Hanifi skorda yeniden dengeyi sağlayan golü kaydetti.

MAÇTAN DAKİKALAR

Turkcell Süper Lig'in 22. haftasında oynanan Ankaragücü - Antalyaspor maçının ilk yarısını konuk ekip Veysel'in iki golüyle 2 - 1 önde tamamlanıd. Ankaragücü'nün tek golü ise Rajnoch kaydetti.

13. dakikada gelişen Ankaragücü atağında Vittek'in sağ kanattan Ceza sahasına gönderdiği topla buluşan Rothen'in vuruşunda, meşin yuvarlakyandan auta çıktı.

16. dakikada ev sahibi Ankaragücü öne geçti. Bu dakiada sol taraftan Rothen'in yaptığı ortada Vittek topu kafayla Ceza alanı içindeki Rajnoch'un önüne indirdi. Bu oyuncunun vuruşunda ise meşin yuvarlak ağlara gitti: 1 - 0.

24. dakikada konuk Antalyaspor beraberliği yakaladı. Bu dakikada sol köşeden Tita'nın kullandığı kornerden gelen topu arka direkte Veysel tamamladı ve meşin yuvarlak ağlara gitti: 1 - 1.

43. dakikada Antalyaspor önemli bir golden oldu. Bu dakikada Necati'nin uzun pasında Korhan topla buluştu, ileriye çıkan kaleci Serkan'ı da geçtikten sonra boş kaleye gönderdi, ancak Cihan meşin yuvarlağı son anda kornere çeldi.

44. dakikada konuk Antalyaspor öne geçti. Bu dakikada sağ taraftan Tita'nın kullandığı kornerden gelen topu Ceza alanı içinde Veysel önünde buldu ve bekletmeden yaptığı vuruşla meşin yuvarlağı ağlara gönderdi: 1 - 2.

Karşılaşmanın ilk yarısı da konuk Antalyaspor'un 2 - 1 üstünlüğüyle tamamlandı.

İKİNCİ YARI

61. dakikada Ankaragücü'nden Rothen'in sağ köşeden kullandığı korner atışında Rajnoch'un kafa vuruşunda, top az farkla auta gitti.

65. dakikada gelişen Antalyaspor atağında Necati, Ertuğrul'un pasında topla buluştu, Ceza alanına girerken yaptığı vuruşta top direğin dibinden auta çıktı.

74. dakikada Ankaragücü beraberliği yakaladı. Bu dakikada sol köşeden Sapara'nın kullandığı kornerden gelen topa Muhammet Hanifi, yükselip kafayı vurdu ve meşin yuvarlağı ağlara gönderdi: 2 - 2.

Karşılaşma da karşılıklı atılan gollerle 2 - 2 berabere tamamlandı.

Stat: Yenikent ASAŞ

Hakemler: Hüseyin Göçek, Serkan Gençerler, Kemal Yılmaz

Ankaragücü: Serkan 4, Geremi 5, Ediz 3, Muhammet Hanifi 6, Cihan 5, Rajnoch 5, Hürriyet 4 (Dk. 46 Bilal 4), Sapara 4, Rothen 5 (Dk. 85 İlhan ?), Metin 5 (Dk. 60 Mehmet Çakır 4), Vittek 5

Antalyaspor: Ömer 6, Sedat 6, Yalçın 6, Batak 6 (Dk. 78 Hakan 4), Musa 7, Jedinak 7, Korhan 6, Ertuğrul 8, Tita 7 (Dk. 74 Volkan 3), Necati 8 (Dk. 85 Balili ?), Veysel 8

Goller: Dk. 16 Rajnoch, Dk. 74 Muhammet Hanifi (Ankaragücü), Dk. 24 ve 44 Veysel (Antalyaspor)

Sarı kartlar: Dk. 5 Necati, Dk. 20 Musa (Antalyaspor), Dk. 11 Metin, Dk. 84 Ediz (Ankaragücü)

Hakemden ilginc karar!

Hakem'den İlginç Karar

Hakem Özkan Verdiği Penaltı ve Kırmızı Kart Kararından Geri Dönerek İlginç Bir Karara İmza Attı.
Galatasaray: 1 Gaziantepspor: 0
Turkcell Süper Lig'de Kasımpaşa ile Gaziantepspor maçında karşılaşmanın hakemi Hakan Özkan verdiği penaltı ve kırmızı kart kararından geri dönerek ilginç bir karara imza attı.

İki takım arasındaki mücadelenin 51. dakikasında hakem Hakan Özkan Kasımpaşa'da Barış'a cezasahası içinde elle oynadığı gerekçesiyle kırmızı kart gösterdi ve ardından da penaltı kararı verdi. Bu dakikada Julia Cesar'ın soldan vuruşunda meşin yuvarlak Ergün Teber'in göğsünden geri döndü. Maçın hakemi bu pozisyonda Barış'ın topu eliyle kestiğini hükmedip önce penaltı noktasını gösterdi ve daha sonra Barış'a kırmızı kart verdi. Kasımpaşalı oyuncuların itirazlarını yaptığı sürede maçın 4. hakemi Hüseyin Sabancı, maçın hakemi ile konuşarak pozisyonunun penaltı olmadığını kendisine iletti. Hakan Özkan, daha sonra vermiş olduğu karardan geri dönerek kırmızı kart ve penaltı pozisyonunu iptal etti.

fenerbahce ulker kupayı aldı

Fenerbahçe Hasrete Son Verdi

Haber: Fenerbahçe Hasrete Son Verdi
Resmi büyütmek için tıklayın



Fenerbahçe Ülker Teknosa Türkiye Kupası'nı Kazanarak 44 Yıllık Hasrete Son Vermiş Oldu.
Salon: Yüreğir Spor Salonu

Hakemler: Recep Ankaralı, Serdar Ünal, Semih Vural

Mersin Büyükşehir Belediyesi (68): Asım Pars 9 (5 ribaund), Nedim Yücel 2 (6 ribaund), Altan Erol 3 (1 ribaund- 2 asist), İnanç Koç 14 (12 ribaund- 3 asist), Onur Aydın 2 (2 ribaund), James Baron 28, Dominic James 18 (6 asist), Goran Nikolic 2 (3 ribaund)

Fenerbahçe Ülker (72): Roko Ukic 11 (5 ribaund- 2 asist), Mirsad Türkcan 2 (5 ribaund- 1 asist), Ömer Onan 4, Semih Erden 7 (4 ribaund), Gordan Giricek 9 (2 ribaund), Damir Mrsic, Lynn Greer 11, Oğuz Savaş 6 (4 ribaund- 2 asist), Tarence Kinsey 11 (3 ribaund- 1 asist), Emir Preldzic 11 (4 ribaund- 2 asist)

1. Periyot: 20-23

2. Periyot: 22-17

3. Periyot: 13-16

4. Periyot: 13-16

Teknosa Türkiye Kupası finalinde Fenerbahçe Ülker, Adana Yüreğir Spor Salonu'nda oynanan karşılaşmada Mersin Büyükşehir Belediyesi'ni 72-68'lik skorla mağlup ederek şampiyonluğa ulaştı.

Tempolu başlayan mücadelede ilk iki dakika 3-3 eşitlikle geçilirken, özellikle hücumlarda Roko Leni Ukic ile etkili olan Fenerbahçe Ülker, skoru 3-11'e getirdi. Rakibinin 8-0'lık serisine Dominic James ile son veren Mersin Büyükşehir Belediyesi, 5.dakikaya girilirken farkı 4 sayıya indirdi (9-13). Roko Ukic ile rakibine karşılık veren Sarı Lacivertliler, boyalı alanda Asım Pars ve İnanç Koç'un sayılarına engel olamadı. Farkın 15-17 ile iki sayıya kadar indiği bölümlerde Lynn Greer ile üç serbest atışı da sayıya çeviren Fenerbahçe Ülker, ilk çeyreği de 20-23 önde tamamladı.

İkinci periyotta Tarence Kinsey ile hücumda etkili olan Fenerbahçe Ülker, ilk dakika geride kalırken farkı da 6 sayıya çıkarttı (20-26). James Baron ile ikinci periyottaki ilk sayılarını bulan Mersin temsilcisi, rakibini top kayıplarına zorlarken, iki dakika içerisinde yakaladığı 8-2'lik seriyle 28-26 öne geçti. Lynn Greer ile rakibine karşılık veren Fenerbahçe Ülker, buna karşın savunmada Altan Erol, James Baron ve Asım Pars'ın sayılarına engel olamayınca, fark 7 sayıya yükseldi (35-28). Emir Preldzic'in dış atışlardaki isabetleriyle toparlanan Sarı Lacivertliler karşısında Mersin Büyükşehir Belediyesi devreye 42-40 üstün giren taraf oldu.

Karşılaşmanın devre arasında Adana Valisi İlhan Atış, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak ve GSİM Fazlı Bayram Hadi'ye TBF Asbaşkanı İmran Işıldar ile TBF Asbaşkanı ve MHK Başkanı Metin Şahin teşekkür plaketi sundu.

Karşılıklı top kayıplarıyla başlayan üçüncü çeyrekte Semih Erden'in basketine Mersin Büyükşehir Belediyesi Asım Pars ile karşılık verdi. Dominic James ile tempoyu iyi ayarlayan Mersin ekibi, skoru 48-44'e taşırken, Fenerbahçe Ülker de mola aldı. Savunmasını sertleştiren Sarı Lacivertliler, rakibini durdurmasına karşın hücumda skor bulmakta büyük sıkıntı yaşadı. Gordan Giricek'in serbest atışlarına Dominic James ile karşılık veren Mersin Büyükşehir Belediyesi rakibinin de kontrolü ekine almasına izin vermedi. Fenerbahçe Ülker, dördüncü periyota 55-56 önde girmeyi başardı.

Mücadelenin final periyoduna İnanç Koç'un basketiyle başlayan Mersin Büyükşehir Belediyesi, 58-56'lık skorla öne geçti. Boyalı alanda bire bir oynayan Oğuz Savaş'ın turnikesiyle skorda dengeyi yakalayan Sarı Lacivertliler, bir hücum sonrasında da Mirsad Türkcan'ın kaptığı top ile 58-60 ile üstünlüğü eline aldı. Savunmasını sertleştiren ve dört hücumda rakibine sayı şansı vermeyen Fenerbahçe Ülker, buna karşın skor bulmakta sıkıntı yaşayınca durum 58-62'de kaldı. Mola alan ve yedi hücum sonra Dominic James ile suskunluğunu bozan Mersin Büyükşehir Belediyesi, Gordan Giricek'in basketine engel olamayınca, skor 61-66'ya geldi. Son iki dakikaya girilirken James Baron ile üç serbest atışı sayıya çeviren Mersin Büyükşehir Belediyesi, farkı da 3 sayıya indirdi (66-69). Asım Pars'ın serbest atışları değerlendirememesi sonrası üstünlüğünü koruyan Fenerbahçe Ülker, karşılaşmadan da 68-72 galibiyetle ayrılarak Teknosa Türkiye Kupası'nda şampiyonluğa ulaştı.

Mersin Büyükşehir Belediyesi ile Fenerbahçe Ülker arasında oynanan Teknosa Türkiye Kupası final müsabakasının en değerli oyuncusu Tarence Kinsey seçildi. Fenerbahçe Ülker oyuncusu Tarence Kinsey ödülünü Teknosa Pazarlamadan Sorumlu Müdür Yardımcısı Kadircan Erkıralp'den aldı.

Teknosa Türkiye Kupası'nı kazanan Fenerbahçe Ülker'e şampiyonluk kupasını ve madalyalarını, Adana Valisi İlhan Atış, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, TBF Asbaşkanları İmran Işıldar ve Metin Şahin taktim etti.

Teknosa Türkiye Kupası'nda ikinci olan Mersin Büyükşehir Belediyesi madalyalarını Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan, Teknosa Pazarlamadan Sorumlu Müdür Yardımcısı Kadircan Erkıralp GSİM Fazlı Bayram Hadi'den aldı. 3 saat önce.

iZMİRDE ZİNCİRLEME KAZA!

İZMİR'DE ZİNCİRLEME KAZA; 5 YARALI
İzmir'in Bornova İlçesi'nde Meydana Gelen Zincirleme Trafik Kazasında 5 Kişi Yaralandı. Kaza, Gece Saat 22.00 Sıralarında İzmir-ankara Karayolu, Işıkkent Semti Ayakkabıcılar Sitesi Kavşağı Yakınlarında Meydana Geldi

KAVAK YELLERI ALISVERISTE

Kanal D’nin sevilen gençlik dizisi Kavak Yelleri’nin son bölümü yayınlanacak bölümü Park Bornova Outlet Center’da çekildi.

Kavak Yelleri dizinin çekimleri, uzun zamandır İzmir’de sürdürülüyor. Ekip, son olarak Park Bornova’yı kendine mekan olarak seçti. Bugün yayınlanacak bölüm için dizinin çiçeği burnunda nişanlı çifti Deniz ve Mine karakterleri, yanlarında anneleriyle Park Bornova’da alışveriş yaptı. Deniz karakterini canlandıran İbrahim Kendirci, dizinin tüm Türkiye’de kabul görmesi için sıcak ve samimi Ege insanı olmak istediklerini söyledi.


Hatıra fotoğrafı

Kavak Yelleri’nin sevilen karakterleri Park Bornova Outlet Center’da başladıkları çekimlere 4 saat boyunca devam etti. Alışveriş merkezindeki çeşitli mağazalarda alışveriş sahneleri çeken oyuncular, çekim aralarında hayranlarıyla sohbet edip, hatıra fotoğrafları çektirdi. 20.02.2010 02:3